Tatilin son günüydü. Ailemsiz ilk tatile çıkışımdı ve kesinlikle son olmayacaktı. Huzurevinden hallice plajların yerini her bir santiminde gençlerin olduğu “beach” ler, sessiz sakin içilen akşam çaylarının yerini ise kalabalık partilerin aldığı bu tatil kesinlikle hayatımın en güzel tatiliydi. Kızlarla kaldığımız evde akşam yemeğinden sonra bulaşık yıkamak bile bir ayrı güzel geliyordu. Nankörlük dedikleri bu olsa gerek…
Uçağımız sabah erken saatte olduğu için herkes bavullarını topluyordu. Grubun en düzenlisi olarak bilindiğim ve bu statüyü kaybetmek istemediğim için ben valizlerimi sabah denize gitmeden önce toparlayıp kaldırmıştım. Kızlar valizlerini olabilecek en uzun sürede hazırlayabilsinler diye her türlü pisliği yaptıktan sonra odadan kovuldum. Hepsi meşgul olduğu için televizyon izlemeye karar verdim ve nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde gözlerimi açtığımda havaalanına varmamıza yarım saat kalmıştı.
Seyahat dönüşü o kadar yorgundum ki hiçbir şey yapmamaya kararlıydım. Bir ara yerimden kalktım ve bavulumu boşaltmaya niyetlendim. Daha eve geleli iki saat olmuştu ama hiçbir şey yapmama planımı işlerimi hallettikten sonra gerçekleştirmek üzere ertelemeye karar verdim. Böyle de kararlı bir insanımdır işte. Öteki türlü yatarken aklımda hep bir bavul boşaltma düşüncesi olacaktı ve bu hoş değildi. Bavullarımı koyduğum yere doğru ilerledim fakat bavullarım orada değildi. Hatırlamadığım bir zaman aralığında odama mı çıkardım diye düşünüp odaya bakmaya gittim fakat orada da değillerdi. İşte o an yolculuğa çıktığımızdan beri içimde olan bir şey unuttum hissi daha anlamlı gelmeye başladı.
Uyku sersemi olduğum için arabaya nasıl bindiğimizi zaten hatırlamıyordum. Valizlerimi ilk hazırlayıp bir kenara kaldırdığım için valizlerimin varlığını da hatırlamıyordum. Sağ olsun arkadaşlarım da benim valizlerimin varlığını hatırlamıyordu. Onların ikişer üçer tane valizleri olduğu için havaalanında onlara yardımcı olmuştum fakat kendi valizim aklıma bile gelmemişti sonuçta havaalanında valiz taşınırdı ve ben halihazırda bir valiz taşıyordum. Tek sorun o valiz benim değildi ve ben de bunun farkında değildim.
Hemen kaldığımız oteli aradım ve valizlerimin orada olup olmadığını sordum. Telefondaki kadının bana valizlerimin orada olduğunu ve istersem onları evime kargolayabileceklerini açıklarkenki “Senin gibisiyle ilk defa karşılaşıyorum! ” iması sinirlerimi bozmuştu ama ne diyebilirdim ki bende olsam aynı şeyi düşünürdüm. Teşekkür edip evimin adresini verdim ve telefonu kapattım. Gerçekten kendime inanamıyordum. Asıl inanamama sebebim valizlerimi tatil yerinde unutmuş olmam değil böyle bir şeyin başıma ikinci kez geliyor olmasıydı. Sanırım benim için tatil biterken bavulun içindekilerin de bir önemi kalmıyordu.
Bir keresinde annemlerle tatil için küçük bir pansiyona gitmiştik. Nerede az bilindik kimsenin olmadığı plajlar varsa oraya gitmek asla üzerine konuşulmamış bir kural gibidir ailem için. Kızlar erkekler olarak odaları ayırmıştık ve odalar küçücük olmasına rağmen üç dört kişi kalıyorduk. Sadece arkadaş gruplarındaki değil aile ve aile arkadaş gruplarındaki de en düzenli insan olarak bilindiğim için valizlerim hep önceden hazır olurdu. Ortalık çok kalabalık olduğu için önceden topladığım valizleri tatil boyunca içine kıyafetlerimi astığım dolaba kaldırmıştım ve ertesi gün eve dönüş yolunun yarısında pansiyondan annemi arayıp dolapta bavullar kaldığını söylemişlerdi.
Oysaki bu sefer özellikle dışarıda bırakmıştım hazırladığım valizleri. Sanırım bu düzen takıntımı bir kenara bırakıp herkesle aynı anda toparlanmam gerektiğini kabullenmem gereken kısımdayız…