Batıl İnanç Mı Gerçekten Uğursuzluk Mu?

Çoğu toplumun uğursuz kabul ettiği sayı, olay, hayvan ya da objeler vardır. Bu simgeler bazı insanların yaşayış şekillerini değiştirip, bazılarının da aldırış etmediği simgelerdir. Peki bu simgelerin gerçeklik payı var mıdır, yoksa sadece birer batıl inançtan mı ibaretlerdir?

13 sayısının uğursuz kabul edilmesinin nedeni geçmiş birçok kötü olayda yer almasıdır. Mesela
Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesinden önceki son yemeğinde toplam 13 kişi bulunuyordu; İsa ve 12 Havari. Sonraları 13 sayısını çağrıştıran bu sayının geçtiği herşey lanetli, kötü, korkunç olarak nitelendirilmeye başlandı. İbraniler’e göre 13 sayısının uğursuz olmasının nedeni İbrani alfabesinin 13’üncü harfinin “mavet” (ölüm) sözcüğünün ilk harfi olan “m” olmasıydı. Bu sayı insanlara o kadar korku salmış ki çoğu otelde insanlar 13 numaralı odalarda kalmak istemediğinden günümüzde otel odalarında 13 numaralı odaya rastlanılmaz.

Kara kedilerin uğursuz sayılmasının kökeni İngiltere’ye dayanıyor. Eskiden siyah kedi besleyen ve yalnız yaşayan yaşlı kadınların kara büyücü olduğu düşünülmüştü. Kara kedilerin gece şeytana dönüştükleri gibi hikayeler halk arasında türemişti.

Bu iki örnekten anlayabiliriz ki bazı uğursuz sayılan simgeler hikayelerden ibaretken, bazı simgeler de gerçek hayatta yaşanılan olaylar üzerine yorumlanmış ve uğursuz olarak kabul edilmiştir.

Ekmeği ters koymak, makası açık bırakmak,  ayakkabı giyerken sol ayağınızla başlamak Türkiye’de karşılaştığımız batıl inançlardandır. Diğer uğursuz kabul edilen simgelerle karşılaştırıldığında Türkiye’dekiler kulağa biraz daha abartı ve saçma geliyor bana kalırsa.

Geçmişten günümüze gelen, toplumun inandığı ve bazı insanların yaşamlarına sürekli kattığı ya da uzak durmaya çalıştığı uğursuz simgelere inanmaktan vazgeçmeli ve artık modern bir çağda yaşadığımızı düşünürsek hayatımızda böyle gereksiz şeylere yer vermememiz gerektiğini düşünüyorum.

-Bazı bilgiler milliyet.com.tr adresinden alınmıştır. 

(Visited 169 times, 1 visits today)