Başlangıca Dönüş

Anatomik olarak “çağdaş insan” tanımına uyan ilk insanın yaklaşık 300000 yıl önce ortaya çıktığı düşünülmektedir. Yani yaklaşık 300000 yıldır insan türü olarak Dünya üzerinde yaşıyor ve onun kaynaklarından yararlanıyoruz. Bizim dışımızda da pek çok canlıya ev sahipliği yapan dünyadaki düzen, insan türünün evrimleşmesi, gelişmesi ve düşünme kapasitesinin artması ile bozulmaya başladı. Zamanla dünya üzerinde birçok şeyi günlük hayatta kullanabileceğimizi fark ettik. Dünya’daki kaynakları sömürmemiz konusunda da böylece temeller atılmış oldu. Eskiden insanlar taşları oyup silah yaparken günümüzde yer altından petrol çıkarıp işliyoruz. Şu anda petrol çıkarmak bize çok basit bir şeymiş gibi gelse de bu durum insanların yıllar içinde ne kadar büyük bir hızla geliştiğinin ve aynı zamanda kaynakları tükettiğinin göstergelerinden biridir. Ne yazık ki hiçbir kaynak sınırsız değil ve biz her geçen gün yarın yokmuşcasına harcamaya devam ediyoruz. Bu gezegen bizden önce de vardı, bizden sonra da var olacak. Peki biz Dünya’yı devraldığımız gibi bırakabilecek miyiz?
Neil deGrasse Tyson “Eğer bir başka gezegeni Dünya’ya dönüştürecek gücümüz varsa o zaman Dünya’yı da eski Dünya haline getirmeye gücümüz var demektir.” demiştir. Tyson’ın bu sözünde haklı olduğu noktalar olsa da kendisine katılmıyorum. İlk olarak “bir başka gezegeni Dünya’ya dönüştürecek gücümüz varsa” diyor. Bir gezegeni Dünya’ya dönüştürmeye çalışmamız için öncelikle orada insan yaşamına uygun şartların sağlanmış olması gerekir. Biz neye ihtiyaç duyarız yaşamak için? Oksijen, yiyecek, su, uygun sıcaklık, vb. Bunlara eklenecek çok fazla şey var ve biri bile olmazsa orada yaşayamayız. Diyelim ki Dünya yaşanamayacak bir yer haline geldi ve yerleşeceğimiz gezegende su yok. Ne yapacağız? “The Martian” filmindeki gibi oksijen ve hidrojeni tepkimeye sokup su elde etmeye mi çalışacağız? İhtiyacımız olan kaynaklar eğer bir gezegende varsa, yani Dünya gibi bir yer bulabilirsek, orayı Dünya’ya dönüştürmek çok kolay olacaktır. Hikayesi çok uzun olan bir video oyunu düşünün. İlk başladığınızda hiçbir şey bilmediğiniz için bazı şeyleri öğrenmek ve oyunu tanımak zaman alır. Ama o oyunu aylarca oynayıp belli bir seviyeye gelip sonra sıkılıp baştan başlarsanız bilmeniz gereken her şeyi bildiğiniz için çok daha hızlı ve ustalaşmış bir şekilde eskiden bulunduğunuz seviyeye gelebilirsiniz. Dünya ile çok benzer bir gezegen bulursak hangi kaynağı nasıl kullanacağımızı bildiğimiz için her şey çok daha hızlı olacaktır. Yani öyle bir gezegen var ise zaten onu bugün yaşadığımız Dünya’ya dönüştürecek gücümüz var. Fakat Dünya’yı eski haline getirmenin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Başka bir gezegende her şeye sıfırdan başlayacağımız için yeterinde kaynağımız olabilirdi. Ancak Dünya’da hem kanyaklarımız azaldı hem küresel ısınma gibi birçok problemle karşı karşıyayız hem de insanlar olarak çoğumuz bunları umursamadan yaşamaya devam ediyoruz.
Keşke Dünya’nın bir kopyası olsaydı da orada yaşamaya başlayabilseydik. Yıllardır bilim adamları Dünya’nın yaşanmayacak bir haline gelmesine çok az kaldığını söylüyor. Belki elli yıl, belki otuz yılımız kalmıştır. Dünya’yı eski haline getirmemiz zaten mümkün değil. Ancak insanlık için yerleşecek bir gezegen bulunana kadar daha tasarruflu ve dikkatli yaşamayı öğrenmeliyiz ki bu süre biraz daha uzayabilsin. Umarım başka bir gezegen bulursak burada yaptığımız hataları tekrarlamayız.

(Visited 34 times, 1 visits today)