Baskıcı Yönetim

BASKICI YÖNETİM 

Geçmişten günümüze tarihte sayısız cumhuriyetler, krallıklar, kabileler, padişahlıklar…vb. var olmuştur ve tüm bunlar halkı yönetmek için çeşitli yöntemler üretmiş, düzenler kurmuş ve işleme dökmüştürler. Peki bu yönetim sistemlerinin katı kurallar içermesi daha barışçıl bir dünya mı kazandırır bize? Benim fikrimi sorarsınız, hayır kazandırmaz. Bulunduğumuz ve geçmişteki yüz yılları ele alırsak; insanlar özgür olma duygusuyla yanıp tutuşmuştur. Kendi isteklerinin, düşüncelerinin, haklarının bastırıldığı bir sistemde yani baskıcı bir sistemde elbet bir nokta da isyan edeceklerdir. Toplumun kendi hakları için attığı yardım çığlıklarında bir tepki alamamaları, aksine baskı yapılması onları isyana sürükleyecektir. Bu sadece yönetim için geçerli değildir, bir insanı kısıtlamak o insanı psikolojik olarak daha fazlasını istemeye yöneltir. Ayrıca toplumda işlenen bir suça verilen cezada amaç o insanı topluma iyi bir şekilde geri kazandırmaktır. O insana işkence cezası vererek ya da ağır cezalar vererek bilinçlendiremeyiz. Geçmişte uygulanmış günümüzde de uygulanmaya devam eden, oldukça yaygın katı kanunlardan biri olan ölüm cezası yani idamı örnek alalım.  İdam edilen onca insan, kime göre neye göre öldürülmeye layık görülmüş. Bir mağdur muydu, psikolojik sorunları mı vardı, cidden bir suçlu muydu bilinmeyen onca mahkum, bir tokmak sesiyle hayatına son verilmiş. Hakketmişler miydi? İşlenen en büyük suç bile olsa cana kıymaya değer mi? O insanlar bu dünyaya sadece suç katmaya devam mı edecekti yoksa belki de bilinçlenirler miydi? Katı bir yönetmelik de bunun cevabını alamayız ve evet ne kadar bazı insanların suç işlemesini engelleyecek olsa da daha oncalarının şansını yemiş olacak. Öğretmeyi, bilinçlendirmeyi ilk seçenek olarak görmeliyiz, insanlığa inanmalıyız. Sert kurallar ile yönetilen bir ülkede kimse özgür hissetmez, yaşamak istemez ve bu da ülkenin ekonomisine, kültürüne, düzenine yansır. Tabi ki suçlu cezasını çekmeli, fakat bu doğru yolla olmalı. Geçmişte baskıcı kurallar yüzünden kaç tane bilgini, dehayı kaybettik. Onlara tekrar şans verseydik ne olurdu, ne kaybederdik. Baskıcı kurallar altında ezilen bir sevdiğiniz olsa sizde bir şans daha vermek istemez miydiniz? Ben insanlığa bu konuda güveniyorum. Bilinçlenebileceklerine inanıyorum. Toplumumuzdan bir Deniz Gezmiş, bir Sokrates, bir Giordano Bruno mu kaybedelim. Belki de çoktan kaybetmişizdir. İnsanları düzgün ve disiplinli yönetmek önemlidir fakat bunu onların üzerinde yoğun bir baskı kurarak başaramayız. Baskıcı yönetim sağlıklı değildir, doğru bir yöntem de değildir. Katı kurallar insanları kışkırtmada daha etkilidir bu da düzeni ve yönetimi kötü yönde etkiler. Demokratik bir yönetim gereklidir. 

 

(Visited 91 times, 1 visits today)