Bir gün bir telefon geldi ve telefonda sevdiğim takımın altyapı başvurusunu yapan direktör vardı. Çok heyecanlıydım çünkü altyapısına seçilseydim ailem benimle çok gurur duyacaktı ama bir an hayal kırıklığına uğradım. Bana hayır demişlerdi, çok üzgündüm bir gün boyunca hiçbir telefonu veya kapıyı açmadım. Ama bir başka takım için bir denemeye göndermişlerdi beni, ben de çok mutlu oldum çünkü o takımın altyapısına seçildim çok heyecanlıydım. İlk maçıma 3 Ağustos Çarşamba günü çıkacaktım, bir ay boyunca aralıksız çalıştım. Zamanı gelmişti ve maça çıkmıştım, sol açıkta oynuyordum, ayağıma top geldi, karşı takımdan birisi ayağıma kayıp topu almayı denedi ama başaramadı ayağıma vurmuştu. Ayağım çok kötü bir şekilde acıyordu, sağlık görevlileri sahaya girdiler ve ayağımın kırıldığını söylediler, ben o acıyla beraberinde ağlıyordum çünkü bir daha futbol oynayamayacağımı söylediler, orda sanki o ilk telefon gelmiş gibi çok üzülmüştüm ama ondan daha fazla hastaneden eve gelince annemi aradım ve ona söyledim ayağımın kırıldığını ve çok hızlı bir şekilde yanıma geldi arabayla. Ona daha asla futbol oynayamayacağımı söylememiştim onun bunu duyunca aynı benim gibi üzüleceğini bildiğim için daha erken olduğunu düşündüm. Ertesi gün yine yanıma geldi, yemeğimi bırakmak için ve o anda söyledim, bir daha oynayamayacağımı düşündüğüm gibi olmuştu, çok üzülmüştü benim gibi. O günden sonra asla bu konu hakkında konuşmadım şuana kadar ve asla da konuşmayacağım diye söz vermiştim kendime. Artık anlamıştım sevdiğimiz şeylerin bizi nasıl üzeceğini.
Berat Akman 8-C