Hayatım boyunca her zaman tuhafıma giden, sorguladığım bir şey olmuştur: Neden konfor alanımızdayken iyi şeylere ulaşamayız? Neden çalışmadan sınavdan 100 alamayız veya oturduğumuz yerden 1. olamayız ki? Çünkü bunlar konfor alanımız dahilindedir. Konfor alanı kişinin kendini bulunduğu durumda kontrolün kendi ellerinde olduğunu ve kendini rahat hissettiği psikolojik evreye verilen addır. Konfor alanımızdayken kendimizi rahat hisseder, risklerden kaçınır ve günlük alışkanlıklarımızı yerine getiririz.
Peki konfor alanımızdan çıkmak neden bu kadar önemli? Konfor alanında çıkmak kolay bir iş olmadığı için birçok kişi bu konuda zorluk yaşar. Alışkanlıklarımızı ve rutinlerimizi terk etmek çoğumuz için yapması zor bir şeydir. Konfor alanımızın dışına çıkıp kendimizi istemediğimiz şeylere zorlamak ve disipline etmek bizi başarıya ulaştırır. Hiçbir zaman zararlı beslenerek zayıflayan biriyle veya işlerini aksatmasına rağmen promosyon alan bir işçiyle karşılaşamazsınız. Bir İngiliz deyiminde söylendiği gibi: “No pain, no gain”, yani acı olmazsa başarı da olmaz.
Bir sürü yenilik, daha iyi şartlar, daha verimli metotlar ve çok daha fazlası konfor alanımızın dışında bizi bekler. Konfor alanının dışına çıkamayan bir birey birçok şeyden geri kalır, başarıya giden yolda kendisini bir adım daha öne atacak bilgilerden,insanlardan ve becerilerden mahrum kalır. Ne yazık ki konfor alanının dışına çıkamamak sizi mutluluktan ve başarıdan alıkoyabilir. Yeni şeyler başarmak için yeni hedefler koymalı ve bu doğrultuda hareket etmeliyiz. Bazen bizi başarıya götürecek olan şey şu hayatta en sevmediğimiz, en kötü olduğumuz konularda olabilir ancak bunlardan kaçmak bir çözüm değildir. Konfor alanımızın dışına çıkarak korkularımızla ve zayıflıklarımızla yüzleşmeli, yeni beceriler edinmeliyiz. Elbette ki konfor alanımızda olmak yanlış bir şey değildir ancak burada uzun süre kalmak bizi dışarıdaki güzelliklerden ve olası potansiyelimizden uzaklaştırır. Kendimize hedefler belirlemek ve bunların peşinden gitmek özgüvenimizi de arttırır. Sonuçlar aldığımızda ise hem motive hem de mutlu oluruz. Bütün bunlar konfor alanı dışında gerçekleşir. Kozasında kendini en güvende ve rahat hisseden tırtıl bile zamanı geldiğinde kendisinin daha gelişmiş bir hali olarak kozasından çıkar. Herkes küçük adımlarla alışkanlıklarını değiştirerek konfor alanının dışına çıkabilir. Bir süre sonra attığınız o küçük adımların sizi nerelere getirdiğini görünce şaşırabilirsiniz. Sürekli düşünmeyi bırakıp harekete geçerseniz bütün bunları başarmanız işten bile değil.
Ifeoluwa Egbetade’nin de dediği gibi: “Yeni fikirlerle bağlantı kurmak için konfor alanınızdan çıkmanız gerekiyor. Büyüme zihniyetini benimsemek için o cesarete ve esnekliğe sahip değilseniz, başarılı olmanın nasıl bir his olduğunu asla hissedemezsiniz.” Ancak yeni şeylere denemeye, risk almaya ve yeni şeyler keşfetmeye cesareti olanlar büyüyebilir, dünyaya daha geniş açılardan bakabilir. Gizemli sulara açılıp yeni topraklar keşfetmekten çekinmeyin. Kim bilir, belki de o yeni topraklar sizin için başarının yurdu olacaktır…