Hayatımız boyunca en başarılı olmak isteriz. Bu istek her insanın doğasında vardır ve küçüklükten gelir. O yarış duygusu bazılarımızı hırslandırır, bazılarımızı yıpratır ama hepimizden geçer. Özellikle bu duyguyu toplumda hissederiz. Küçükken bunu en çok hissettiğimiz yer de okuldur. Herkes sınıfının örnek, öğretmeninin en sevdiği öğrenci olmak ister. Fakat biz bu dalgalarda yüzerken kıyıya çıkmayı unuturuz. Yani hayatın diğer tarafına, hayattan zevk aldığımız tarafına pek bakmayız. Bu her ne kadar biz hissetmemiş olsak da bizim birçok şansı kaybetmemize sebep olur. Tabii gözümüzü açana kadar zaman gelip geçmiştir bile. Peki bu okulda tembel olmamız gerektiğini ve diğer yeteneklerimize odaklanmamız gerektiği anlamına mı gelir?
Kesinlikle hayır. Sınıfın en iyisi olmamak sınıfın en kötüsü olmamız gerektiği anlamına gelmez. Okul ve eğitim bizim için her zaman önem taşımalıdır. Başarılı olmak hepimizin istediğidir fakat ben bunun için sabah erken saatlerde kalkıp, beş saat çalışıp, yemek yiyip, bir altı saat daha çalışmamız gerektiğine katılmıyorum. Çünkü bu kadar saat ders çalışırken camdan dışarıya baktığımızda neler kaçırdığımızı görmek mümkün. Denge her zaman altın kuraldır. İkisinin arasındaki altın oranı bulan hem mutlu olur, hem başarılı olur, hem de sosyal bir hayata sahip olur. Bunların hepsini yapmak için ilk önce bu çıktığımız sıkı ders maratonunu biraz gevşetmemiz lazım. Her şeye eşit sayıda vakit ayırmak en iyisi. Ders çalıştığınız kadar ilginizi çeken atölyelere de gitmeniz lazım. Test çözdüğünüz zaman kadar arkadaşlarınızla oynamanız da lazım.
“Ama ders çalışırsak daha başarılı oluruz.” Dediğinizi duyar gibiyim. Başarı kelimesi her zaman akademik başarıyı temsil etmez. Günümüzde bilinen en başarılı bilim insanlarından birini örnek alalım. Albert Einstein. Dünyanın en zeki insanlarından birisi. İlginç bir şekilde Einstein’ın daha önce okuldan atıldığını, derslerinde başarılı olmadığını ve bazı öğretmenleri tarafından yetersiz bile görüldüğü biliniyor. Peki Einstein ne yaptı? Kendi ilgi alanlarına odaklandı. Bazen de Einstein gibi olmak lazım demek ki.
Özetle başarılı olmak için her zaman sınıfınızın en iyisi, olmanız gerekmez. Başarı kelimesi eğitim alanında olan başarıdan çok ama çok daha fazlasıdır. Tabii ki okulda en iyi olmamanız en kötü olmanız anlamına gelmez. Siz gayret gösterdikçe basamaklar sizin için de yükselir.