‘’Çoğu insan zekâya inanır. Ben inanmıyorum. Bizi birbirimizden ayıran emektir. Ben çalışmaya inanıyorum.” (Aziz Sancar) sözünden yola çıkarak zeka ve çalışmanın bizi hayatta çok farklı yollara çıkaracağını bilmemiz lazım. Zeka insanın iradesi dışında bir özellik olup bizi hayat başarısı yarışında sadece belli ölçüde öne çıkarır. Ancak çalışmak insan iradesine bağlıdır ve doğru çalışmanın zekanın önüne geçtiğine de dünyada ki birçok başarılı girişimciyi örnek gösterebiliriz. hayattaki başarı basamaklarına ulaşmayı göz önüne aldığımızda zeka ve çalışma birbirini tamamlayan özelliklerdir ve bunları birbirinden ayırmak zordur. ancak bu durumu birimlerine indirgediğimizde dünyanın zeki ama çalışmayan insanlarla dolu olduğunu ve bunların başta belirttiğim gibi iradesi dışında gerçekleşmiş zekasıyla hayattaki başarı basamaklarında belli bir seviyeye gelerek bulundukları yeri kabullenmiş kişilerdir ve çalışmayan insanlardır. Ancak çalışkan insanlar için, içinde bulunduğu durumu kabul etmek doğru bir düşünce değildir. Çalışkan insan emeklerinin karşılığını alabilmek için, başarıya ulaşana kadar çok çalışır belki defalarca başarısız olur ancak pes etmeyen çalışkan insanlar daima başarılı olurlar.
Durumu farklı bir açıdan ele alıp ‘’işlemeyen demir pas tutar.’’ sözünü göz önünde bulundurduğumuzda, kullanılmayan zeka işlevini yavaş yavaş yitirecektir. Doğru kullanılmayan zeka ile doğru işler yapılacağının söylenmesi pek mümkün değildir. Yanlış yöne yönelen zekanın başarıya ulaşması zordur hatta imkansızdır. Çalışma konusuna gelince her çalışma yöntemi bizi başarıya götürmez. Önemli olan çok çalışmak değil doğru yöntemde çalışmaktır. Burdan yola çıkarak bi sonuca varmak istersek doğru çalışmak zekadan daha önemli bir konumdadır.
Yukarıda öznel düşüncelerimi belirttiğim üzere şimdi de aziz sancarın sözünü incelemek istiyorum. Aziz sancar zekanın varlığını kabul etmeyerek insanların hayatındaki başarı nedenini çalışmak olarak kabul etmiştir. Aziz sancar bu düşüncesinde zeka olarak kabul edilen kavramın aslında çalışmakla var olduğunu ve başarının sırrını çalışmak olarak kabul görmüştür. Bir bakıma aziz sancarın düşüncesine katıldığımız noktalar bulunmaktadır çünkü durumu onun gibi düşünürsek ve zekanın varlığının sadece çalışmakla oluşacağını kabul edersek insan iradesi dışında herhangi bir durum gerçekleşmeden toplumdaki her bir birey kendi özgür, hür iradesiyle çalışmayı veya çalışmamayı seçerek kendi zeka seviyesini ve varlığını belirleyebilir. Durum böyle olursa eşitlik ortaya çıkar. Çünkü kimse kendisinde zeka varlığı olmamasını istemez ve konuyu bu şekilde ele alırsak bahsettiğim gibi eşitlik tam anlamıyla ortaya çıkar.