Başarının kaynağı nedir? Sağlam bilgi donanımına sahip olmak mı? Zeki olmak mı? Yoksa sadece şanslı olmak mı? Başarılı insanlara bakacak olursak, çoğunluğunda yüksek bir zekaya yer verilmez, hatta başlarda çok da bilgili değillerdir. Onların sahip olduğu değer biçilemez değer ise kararlı ve güçlü bir irade ve istediklerini gerçekleştirmeye olan yatkınlıklarından ibarettir.
Başarı çoğu insanın yapamadığını gerçekleştirmek yani büyük emekler harcayarak azim göstermektir. Bu yolda ise karşımıza yüklü engeller çıkabilir. Fakat zaten istediği için gerçek emek harcayan bir insan konforu gözetmek yerine mantığını kullanarak istediğine ulaşmak için ne gerekiyor ise yapar. Bu konuyla alakalı olarak Mustafa Kemal Atatürk der ki “Başarı ise başaracağım diye başlayarak sonunda başardım diyenindir.” Yani bir insan hedefinde kararlı değilse zaten baştan elenir. Konfor konusunda ise eğer tarihe bakacak olursak, başarılı insanların önemli bir kesiti gerçekten de inanılması güç maddi durumlardan çıkmışlardır. Ayrıca başarı hakkında şöyle bir durum da vardır, diyelim ki bir insanın amacı hayatını zengin ve konfor içinde yaşamak, bu insan eğer başlangıçta zor durumlardan çıkmaz ise, takip ettiği yolda engellerle karşılaşıp defalarca baştan başlamazsa, bu insanın başarısı ya şans eseridir ya da başarı değildir yani zaten maddi açıdan iyi bir durumdadır. O yüzden bir kişi hedefinin yolunda ilerlerken yeri geldiğinde rahatsız olmaktan veya mutsuzluk yaşamaktan çekinmemelidir.
Bir diğer mesele ise hem doğuştan iyi bir hayata sahip olmamakla beraber, başarıyı kovalama korkusu. Sonuçta ortalama olmayı kabullenmiş birisi hayatın hiçbir alanında dünyaya yeni bir şey katamaz ve hatırlanacak bir kimse olmaz. Bu yüzden en azından kendisi için denemekten kendini alıkoymamalıdır. Warren Buffet’ın hayatından örnek verecek olursak kendisi para yönetimi konusunda yetenekliydi ve busektöre yöneldi, daha altı yaşındayken büyükbabasının bakkal dükkanından satın aldığı 6’lı Coca Cola şişelerinin, tanesini 5 cent karla satarak, az da olsa para kazanmaya başladı. 11 yaşındayken yüksek finans dünyasına adım attı ve babasının yanında çalışmaya başladı. Yani anlatmaya çalıştığım şey zekâ ve bilgi birikiminin başarıda ne kadar etkisi olsa da asıl başarılı olup olamayacağınızı belirleyecek nokta, hangi konuda yeteneğiniz olduğu, bu yeteneği ne kadar işlevsel ve yararınıza kullanabildiğiniz ve zorluklara olan direncinizdir. Çünkü günün sonunda zekâsı üstün olan veya motivasyonlu olan değil, disiplinli ve çalışkan olan kazanır.
Bir sonuca varmak gerekirse, başarı gerçekleştirilmesi zor bir işi gerçekleştirmektir ve hiçbir başarı kolay yoldan elde edilemez. Eğer başarılı olmak istiyorsak bazı zorlukları göze almalıyız. Gerekirse bazı zevklerimizden ya da isteklerimizden vazgeçmeliyiz. Gerçek anlamda çabalarsak başarı kendiliğinden gelecektir. Çünkü büyük zaferler, bu zaferi elde edebileceklerine tüm iradesiyle azmedenlere aittir.