Başarı

Ben Ali bundan 2 sene önce uyandığım zaman aynada gördüğüm şeyden tiksiniyordum, kendinize bakınca sadece ve sadece nefret hissettiğinizi düşünsenize, ama bu nefret tam anlamıyla o anki kendime değildi, o andan 1 gün önceki halime karşı duyduğum bir nefretti. Eski halimin bana yaptığı ihanetin sonucunda oluşmuş olan bir nefretti ve işin en kötü kısmı ise gelecekte pişman olacağımı bile bile yemeye devam etmemdi.
Arada sırada futbol oynuyor olsam bile futbolu hiç ciddiye almamıştım.

Sonra bir gün her zamanki nefretimle aynada kendime bakarken bir şey yapmam gerektiğini fark ettim. Bunun uzun ve yorucu bir süreç olacağını bile bile başlama kararını sonunda almıştım ve sınıfımdaki bir arkadaşımın gittiği bir futbol kulübüne başlama kararı aldım ama sorun düşündüğümden çok daha kötüydü. Hayatım boyunca hep küçük kalelerde kalecilik yapmak bana sahte bir güven hissi vermişti ve gerçek bir sahaya ilk kez çıkınca adeta dumura uğradım. Gerçek kaleye geçince vücudumun çaresizliğini fark ettim, benim çok iyi yaptığımı sandığım file bekçiliği bir anda çok uzak bir hedef oldu. Aynı anda bütün bu hisleri aynı anda yaşarken, kendi yaşıtlarımın benim aksime gayet iyi hareket edebildiğini görmek bardağı taşıran son noktaydı.

Artık tek bir hedefim vardı, kulübümdeki diğer kalecilerden daha iyi olmak. Bu savaş içinse iradem harici bir silahım yoktu. O zamana kadar yeme bozukluğuna sahip olan ben; sırf daha iyi olmak, egomu tatmin etmek için yemek yememeye başladım. Sınav senem olmasına rağmen her sabah koşuya çıkıyordum, okuldan gelince; ya takım antrenmanı ya da birebir antrenman yapıp eve gelip ders çalıştıktan sonra gece bire kadar tek başıma yaz kış demeden antrenman yapıyordum.

Sonunda takımda kadroya girebilmiştim ve o an içimden “Ben her şeyi başarabilirim” hissinin damarlarımda ne kadar kuvvetle aktığını hissediyordum. Artık ara sıra da olsa maçlara çıkıyordum ama sonra olabilecek en kötü şey başıma geldi; kulübüm batmamak için benim olduğum takımı satmıştı, artık ne bir takımım ne de seçeneğim. Oradaki hocalarım sayesinde başka bir kulübe transferim mümkün oldu. İşin zor ve sıkıntılı kısmı ise bu yeni kulübün ekstra profesyonel olmasıydı. Burada yaptığım her ufak hata göze batıyordu ve benim kariyerimi bitirecek olan olaylar başlamaya başladı, ben oradaki herkesin toplamından daha fazla çabaladığım halde kemik yapım gereği kulüp beni arka plana atmıştı, ben inatla çalışmaya devam ettiğimde ise artık antrenörler herkesin içinde asla başarılı olamayacağımı bağırıp aşşağılamaya başlamıştı, bunların hepsine katlanabilirdim ancak orda eskiden beri tanıdığım antrenörlerden biri bana “Senin hala burada olmanın sebebi benim” dediği anda ben de bu kulübü bırakmaya karar verdim.

(Visited 7 times, 1 visits today)