İnsanlar dünyaya geldikleri andan itibaren öğrenmeye başlarlar. Hayatımızın yaklaşık olarak 15 yılını ise okulda eğitim alarak geçiririz. Bu 15 yıllık süreçte sürekli olarak bir rekabet ortamı içerisinde bulunuruz. Rekabet ettiğimiz insanlar arasında çok başarılı öğrenciler de bulunur, bu eğitim sisteminde kendini yeterince kanıtlayamayanlar da. Bunun yanı sıra bu rekabetin içinde çok hırslı öğrenciler ve sadece ortalama bir durumu yeterli gören öğrenciler de yer alır.
Kimi aileler çocuğunu hep zirvede görmek ister ve ona dersleri konusunda çok yüklenirler, sınıfın birincisi hep kendi çocukları olsun isterler ve bazen bu yüklenme durumunun dozunu kaçırıp çocuklarını yıpratmaya başlarlar. Çocuğuna bu kadar yüklenen çoğu aile onları atlatılması ne kadar zor olan bir duruma soktuklarını fark etmez. İyi bir başarı yakalayabilmek için sürekli ders çalışıp soru çözmek zorunda olan çocuk ailesinin hırsı yüzünden belki de en güzel zamanlarını heba eder.
Evet, ülkemizde iyi yerlere gelebilmek için içinde bulunduğumuz sınav sisteminde başarılı olmalıyız ve bu sistemde başarılı olmanın yolu da çok çalışmaktan geçiyor. Fakat eğer bu durum çocuğu yıpratma aşamasına geldiyse eğer o zaman buna bir dur denilmeli ve çocuğun biraz rahatlaması ve stresini atması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Ben bu hayatta hiçbir şeyin kişinin mutluluğundan önemli olmadığını düşünüyorum. Herkes başarılı olmak ister, sınav listesinde adını birinci sırada görmeyi kim istemez ki? Evet, herkes ister. Ama şunu unutmamalıyız ki başarı her şey değildir. Ben sırf birinci olmak için kişinin kendini bu kadar zorlamasını saçma bulan bir insanım. Özellikle de torpilin her kapıyı açtığı bu günlerde birinci olmak için kendini bu kadar yıpratan insanları görmek beni çok üzüyor. Bence ortalama bir başarı ve kişiyi mutlu eden bir sosyal çevre sınıf birinciliği ve sosyal hayatı çöpe atmayla karşılaştırılmamalı bile.
Bazı insanlara göre başarı sadece derslerle alakalıdır. Eğer bir çocuğun notları yüksek ise o çocuğun başarılı olduğunu düşünürler ama ne yazık ki hayat derslerde öğrendiklerimizden ibaret değildir. Ben insanların başarısını onların sosyal hayatına bakarak ölçen bir insanım. Benim için sanatla uğraşıp ortalama bir eğitim hayatı olan bir insan üniversite sınavında birinci olan ama hiçbir aktiviteyle uğraşmayan bir insana göre daha başarılıdır. Hayatını derslere ve derslerde başarılı olmaya adamış bir insan hayattan öğreneceklerini öğrenmesi gerektiği yaşta öğrenemez. Küçük yaşta edinmesi gereken tecrübeleri ileri yaşlarda öğrenmek zorunda kalır. Hayat derslerde birinci olamamayı dert etmek için fazla kısa. Bence önemli olan sırada bize anlatılan dersler değil hatalarımızdan çıkardığımız derslerdir. Ders çalışıp soru çözmek insanı akademik açıdan başarıya ulaştırır. Sosyal hayat ve çeşitli aktivitelerle uğraşmak ise insanı hayatı boyunca rahat ettirecek bir başarıya ulaştırır. Bence akademik başarı gelip geçici sosyal başarı ise kalıcıdır.