“Barış’ın” Korunması

Geçmişten günümüze birçok büyük devlet başka devletler üzerinde baskı kurabilmek güvenliklerini sağlamak için farklı çeşitte silahlar üretmeyi denemişlerdir. Ancak bu yöntem başka devletler için büyük bir güvenlik tehdidi oluşturduğu için çeşitli barış kuruluşları kurulmuş ve bu durumu engellemişlerdir. Ancak günümüzde bazı ülkelerin barışın korunması için daha dar bir alanı etkileyen küçük atom bombaları yapılması gerektiğini düşünmesi, bu konuyu tekrardan tartışmaya açık bir konu haline getirmiştir.

 

Öncelikle yukarıda da bahsettiğim gibi, güçlü bir devletin diğer devletleri baskı altına almasının yarattığı güvenlik açığına değinmek istiyorum. Dar alanları etkileyen atom bombalarının üretilmesi her ne kadar barışın korunması adı altında yapılsa da sadece barış için kullanılacağının garantisi bulunmamaktadır. Olası bir savaş durumunda “barış” adı altında yapılacak bir müdahale anında zarar görecek insanlar düşünülünce bunun gerçekten “barışçıl” bir çözüm yolu olduğunu söyleyebilir miyiz? Savaş durumu dışında da tamamen güvenli olduğu söylenemez tabii ki. Olası bir tehdit tespit edildiği zaman yetkili kişilerin onayı ile bombanın kullanılabilmesi mümkündür. Ancak bir insan topluluğunun her zaman mutlak doğruyu bulmasını beklemek ne kadar doğrudur? Bu durumları göz önünde bulundurup bu uygulamayı tekrardan değerlendirirsek ne kadar çok risk bulunduğunu görebiliriz. Ancak bu uygulamanın risklerini azaltmak da mümkündür. Eğer bu güç dünyadaki güçlü ülkelerin çoğunun içinde bulunup eşit söz hakkına sahip olduğu bir meclisin eline verilirse bu riskler göz ardı edilebilecek kadar küçülebilir. Bu kapsamda verilen kararların daha tutarlı ve doğru olacağını varsayabiliriz. Arada bir hatalı kararlar verileceği inkâr edilemez bir gerçek, ne de olsa dediğim gibi insanlar tarafından verilen kararların her zaman doğru olması beklenemez. Ancak daha fazla yetki ve bilgi sahibi insan ile verilen bir kararın daha tutarlı olacağı öngörülebilir. Bunun dışında koyulan katı ve mantıklı kurallar ile olası riskler en az seviyeye indirilebilir.

 

Ancak bu meclisin tek başına barışı sağlamaya yeteceğini düşünemeyiz. Dünya’da barışın sağlanması için bütün ülkelerin, en azından büyük bir çoğunluğunun, bu meclis ile anlaşma yapmalı ve uluslararası bir savaş esnasında avantaj sağlayacak silahlarını bu meclise teslim etmelidir. Meclis ile bu anlaşmayı yapmayan ülkeler ise diğer ülkeler ile savaştan kaçınacaktır çünkü savaş sırasında yanlarında birçok farklı ülkeden alınmış silah ile meclis müttefik ülkelere yardım edecektir.

 

Yani kısacası, bu çözüm yolunun insancıl bir çözüm yolu olmadığını düşünüyorum. Bu “barış” adı altında resmi silahlanmadır ve ani bir karar anında detaylı bir şekilde düşünülmemiş bir hareket ile bir ülkeye büyük zararlar verebilir. Dünya’da asıl barışın sağlanması için ülkelerin meclis ile anlaşıp silahlarını meclise teslim etmesi gerekmektedir. Şu an için bence yapılması doğru olmasa da gelecekte güvenilir bir meclis kurulursa düşünülebilecek “barış” yöntemlerinden biri.

(Visited 14 times, 1 visits today)