Başlığı okuyunca kulağa ne hoş geliyor değil mi? Barış planı, belki insanlığın milyon yıllar önce bile çözmeye çalıştığı şu ortak meseleleri.
Dünyada yaşanan 2 büyük savaşa baktığımızda hepsinde bir toprak paylaşamama durumu var ve bu da barış kavramına oldukça karşı çıkıyor. İnsanlar çoğunlukla kendi hırsları için birbirlerine karşı çıkıyor ve buna o kişiyi destekleyenler de diğerlerine karşı çıkıyor. Bir bakmışsınız dünya savaşı 1, ve 2. dünya savaşına benzer senaryolar böyle gittikçe ne yazık ki daha çok çizilecek gibi duruyor. İnsanların bu yüzyıl içinde hep birbirleriyle alıp veremedikleri var. Nedenini hiçbir zaman çözemedim şahsen.
Aslında başka bir açıdan da bakmak gerekirse insan her şeyden önce sorgulayan bir varlık, itiraz etme gibi bir beceriye sahip. Aynı zamanda her zaman fazlasını isteyen bir varlık (1. paragrafta bahsettiğim hırs meselesine değiniyor). Akıl (beyin) o kadar gelişmiş bir varlık ki kendini bu tarz oyunlara kandırıp tek bir düşünce milyonlarca insanın hayatına mal olabiliyor. Yani burada bahsetmek istediğim tek şey beyin denen organımızın doğal olarak yaptığı bir şeyin nelere yol açabileceği.
Başlığımızın asıl konusuna gelecek olursak, bir barış planı söz konusu… Ama daha önce bahsettiğim konuya tekrar değinmek istiyorum. İnsan akıllı bir varlık ve düşündükleri şeyler doğrultusunda da doğal olarak itiraz ediyorlar. Bence o yüzden kalıcı bir ”barış planı” hiçbir şekilde kullanılamaz.