Merhaba, ben Zeynep. 7. sınıf öğrencisiyim. Şimdi size hayatımın nasıl değiştiğini anlatacağım. Tabii ki hayatım değişmedi, sadece benim bakış açım değişti. Her neyse. Bardağın dolu tarafından bakmak deyimini bilirsiniz. Her şeye olumlu yönünden bakmak. İşte ben onun tam tersiydim. Her yapılan iyilikte bir kötü niyet arıyor, yaşanan olayların olumlu yönlerini değil de olumsuz yönlerini göz önünde bulunduruyordum bu yüzden de sürekli mutsuzdum. Derken arkadaşım Defne’yle tanıştım.
Defne, her olaya iyi yönden bakan, sürekli mutlu olan biriydi, yani benim tam tersim. Defne okulumuza yeni gelmişti. Annesinin işi yüzünden Ankara’ya taşınmışlardı ve çok arkadaşı yoktu. Öğle yemeğinde konuşmaya başladıktan sonra teneffüslerde de birlikte takılıyorduk. Böylece çok yakın arkadaş olmuştuk. Arkadaşlığımız ilerledikçe benim mutsuzluğum yok oluyor, ben de Ela gibi mutlu ve olumlu biri olmaya başlıyordum. Bir gün bunu fark ettim. Düşünmeye başladım ve tüm gün düşündüm ama herhangi bir mantıklı cevap bulamadım. Ertesi gün Defne’ye bu düşüncemi söylemeye karar verdim. Defne’ye anlatınca gülmeye başladı. O kadar çok güldü ki ben de gülmeye başladım. Sonunda ikimizin gülmesi de bitince Defne bana açıkladı: “Sen her şeye olumsuz ve en kötü yönüyle bakıyordun. Ben de eskiden öyle düşünürdüm, ama iyi düşüncelerle bu kötü düşünceleri yok etmek mümkün, ben öyle yapıyorum.” Ve tam o anda kafama dank etti. Meğer zihnim bana bir oyun oynuyordu ve benim kazanmam için kötü düşünceleri iyi düşüncelerle yok etmem gerekiyordu. Bu oyunun sonundaki ödül de mutluluktu.
Bunu anladığım günden beri ben de bardağın dolu tarafından bakıyorum ve bence böylesi çok daha iyi. Böyle çok daha mutluyum. İşte benim hayata bakış açım böyle değişti.