Bir gün babamla beraber bir bisiklet aldık. Sonra bisikleti sürmeye başladım. Ama birden bir çukura düştüm. Babam bir halat getirip beni çukurdan çıkardı. Bisiklet bir anda parlamaya başladı.O sırada sesler çıkmaya ve ışıklar parlamaya başladı. Bir baktım ki karşımda küçükten büyüğe doğru dönen bir delik açıldı. Babam ve ben bisikletle beraber delikten içeri girdik. Kendimizi bir anda denizin ortasında bir gemide bulduk. Gemide kamaralardan birine girdik. Karşımıza Barbaros Hayrettin Paşa çıktı. Gemisiyle beraber Akdeniz’de bir savaşa hazırlanıyordu. Onunla sohbet ettik. Sonra paaatt! diye bir ses geldi. Babam ve ben çok korktuk ama Barbaros Paşa korkmadı. Çünkü top seslerine alışıktı. Sonra içeri bir asker girip şöyle dedi;
– ”Paşam Yunan askerleri top atmaya başladı.”
Barbaros Paşa;
-”Biz de o zaman onlara top atmaya başlayacağız. Önce gemilerimizi hilal şeklinde daire yapıp düşmanı sıkıştıracağız.” dedi.
Savaşı Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemileri kazandı. Akdeniz’i düşmanlardan kurtardı.
Hava kararınca onunla vedalaşıp bisiklete bindik ve kendimizi evimizin bahçesinde bulduk.
Yorgunluktan bol bol uyuduk.
Onu iyi ki tanıdım. O çok zeki bir komutandır.