Sokağa çıkıp yüz kişiye “Her gün yaptığınız üç şey nedir?” sorusunu yöneltirseniz, neredeyse herkesin cevapları arasında “yemek yemek” yer alacaktır. İnsanoğlunun hayatını idame ettirebilmesi için enerjiye dolayısıyla yemek yemeye ihtiyacı vardır. Vücudumuz da ihtiyaçlarını, tükettiğimiz besin sayesinde giderir.
Kimi insanın sofrasından sıcak bir çorba eksik olmaz, kimi bir makarnayla karnını doyurur. Her ailenin kendi yaşam şartları ve geleneğine göre sofra kültürü vardır. Aslında bizlerin oldukça zengin bir mutfağa sahip olmamız, sağlam yeme kültürümüzün olduğuna işarettir. Pennsylvania Üniversitesi’nden gıda bilimi doçenti John Hayes: ” Düşünecek olursanız, insan varlığının çoğu zamanı mevcut olanı yedik. Veya mevcut olanı yemediysek, baskın kültürümüzde ne varsa onu yedik. 1950’lerde İngiltere’de olduğunuzu düşünün, muhtemelen sosis, haşlanmış patates ve aşırı haşlanmış sebze yerdiniz.” demiştir.
Aileniz ve arkadaşlarınızla yemek için toplandığınızı hayal edin. Ziyafet sofrası kurulmuş, masada bir kuş sütü eksik. Sofraya oturduğunuzda büyük ihtimalle herkesin farklı bir şekilde, değişik şeyler yediği dikkatinizi çekecektir. Bazıları hızlı yerken, bazıları da her lokmanın tadına vararak yavaş yavaş yer. Bazıları salatayla doyarken bazıları da üç çeşit yemeğin arkasından tatlısını eksik etmez. Aslında fark etmesek de yemek alışkanlıklarımız ve kişiliğimiz arasındaki bağlar oldukça kuvvetli. Yapılan araştırmalar da bunu açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Appetite dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, dışa dönük ve sosyal insanlar, yağlı, tuzlu ve tatlı yiyeceklerin yanı sıra şekerli meşrubatlara karşı da bir yakınlık duyuyor. Çalışmanın elde ettiği en önemli bulgu ise dışa dönük insanların beslenme tarzlarının büyük ölçüde kontrol edilebilir ve dış faktörlerden etkileniyor olmasıdır. Katılımcıların kişilik tiplerinden yeme alışkanlıklarını test eden bu araştırmaya göre, vicdanlı insanlar meyve ve sebze tüketimine daha meyilli oluyorlar ve genel olarak sağlıklı besleniyorlar. İşin ilginç yanı, dünya genelinde sayıları gittikçe artan vegan ve çiğ besin tüketicilerinin, bitki bazlı yiyeceklere odaklanması, nüfusun büyük bir bölümünün vicdanlı kategorisine girmesine vesile oluyormuş. Çok garip! Ne kadar kulağa inanması güç gelse de yemek yeme stilimiz kişiliğimizi gözler önüne seriyor. O zaman sizlere, en göze çarpan yemek alışkanlıklarımızdan mini bir karakter analizi yapalım.
Yavaş yemek yiyenler, acelesi olmayan, anı yaşamayı seven ve bundan zevk alan insanlardır. Çalıştıkları yerlerde verilen işleri yetiştirmek için kendilerini yormazlar, işlerin hızlı bir şekilde yapılmasındansa yavaş fakat eksiksiz ve mükemmel bir şekilde yapılmasını tercih ederler. Yemeklerini hızlı yiyen kişiler ise yavaş yiyenlerin aksine işlerini çabuk bitirmek isterler. Hatta bu tarz kişiler genelde yemeklerini düzgün çiğneyip çiğnemediklerini bile önemsemezler. Aynı anda birden çok işi yapabilme özelliklerinin yanında rekabetçi ruhları da ön plana çıkmaktadır. Maalesef ki hızlı yemek yemeleri, kendilerine pek zaman ayırmadıklarını da gösteriyor. Her seferinde tek yemek tercih edenler, hayata karşı daha düzenlidirler. Oldukça detaycı olmalarının yanı sıra karar vermeden önce enine boyuna düşünür, bütün olasılıkları gözden geçirirler. Yemekleri karıştırarak yiyen insanlar, sorumluluk almayı severler; yemeklerini ufak ufak bölüp yiyen insanlarsa genelde geleceğini düşünen, kaygılı tiplerdir. Her daim en iyisi olabilmek için çok çalışırlar.
İnsanların yemeğinizi ellemesine tahammül edemiyorsanız eğer bu sizin kesinlikle çok titiz bir insan olduğunuzu gösteriyor. Her şeyin tertemiz olmasına özen gösteriyor ve dağınıklıktan uzak duruyorsunuz. Yeni mutfakları keşfetmekten, değişik tatları denemekten kaçınmıyorsanız maceraperest ve cesur birisiniz. Eğer yemek konusunda çok seçiciyseniz, onu bunu yemem diyenlerdenseniz, bu sizin konfor alanınızın olduğunu ve bu alanın dışına çıkmaktan nefret ettiğinizi gösteriyor. Tam anlamı ile her şeyini bildiğiniz şeyleri tercih ediyorsunuz. Meraklı bir insansınız ve bilgiye açsınız. “Tatlı yiyip tatlı konuşalım.” diyenlerdenseniz sakin ve bir o kadar da sevecen bir insansınızdır. Her zaman herkesin derdini dinleyip kendi hayatınız hakkında ser verip sır vermezsiniz. Tuzlu olmadan yapamayanlar, çok açık sözlüdür ve hiçbir zaman fikirlerini paylaşmaktan korkmazlar. Meksika acısı, Urfa acısı demeden acı tüketenlerin diğer insanlar üzerindeki ilk izlenimi genelde pek parlak olmaz. Daha sonradan bu izlenimi değiştirmeyi başarsalar da acı severler, yeni arkadaş edinmek konusunda çok ılımlı değildir. Genelde kötü bir olayı öncelikle acı severler sezer. Baharatlı yiyecekleri tercih eden insanların da ruh hali çok değişkendir. Bir an dünyanın en tatlı insan olurken, birden değişip mod düşürücü bir hale bürünebilirler. Lakin zor anınızda yardımınıza koşacak ilk kişi baharat seven insandır. Ekşi tatları seven insanlar kesinlikle çok özeldir. Onlar her şeyden mutlu olabilir ve herkes tarafından sevilirler.
Ne yediğim ve nasıl yediğimin karakterimi yansıtacağı kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi doğrusu. Sonuçta hızlı yiyip yememeniz veya ekşi tüketip tüketmemeniz, sizin mükemmel bir insan olup olmadığınızı belirlemez. Mühim olan şey menemeni soğanlı mı soğansız mı tükettiğinizdir.
Benim tarafımı soracak olursanız eğer
İzlemenizi tavsiye ediyorum.
Kaynakça:
https://www.mynet.com/yemek-yeme-aliskanliginiz-sizi-ele-veriyor-1151552-myyemek
https://www.vice.com/en_us/article/evgnam/what-the-foods-you-eat-say-about-your-personality
https://www.buzzfeed.com/valleylngs/pick-your-favorite-food-and-it-will-reveal-your-pe-cjjhsauujj
https://www.birgun.net/haber/yemegin-kulturel-tarihi-204653
https://www.rd.com/culture/favorite-foods-personality/