Çok eski zamanlarda Mulan adında bir balkabağı kedisi yaşarmış. “Balkabağı kedisi de ne?” dediğinizi duyar gibiyim. Balkabağı kedisi, çok nadir bulunan bir kedi türüymüş. Rengi aynı balkabağına benzermiş ve nesli tükenmek üzereymiş. Şimdi size bu hikayeyi Mulan’ın gözünden anlatayım.
Merhaba ben bir balkabağı kedisiyim. Beni insanlar çok ister rengimden dolayı, fakat beni postum için isterler. Ben de bu maceraya beni postumdan dolayı değil, beni gerçekten seven birisi için atıldım.
İlk önce bir evin önüne geldim ama içeri baktığımda kimse yoktu, ikinci evin önüne geldim ve bir sürü insan bana içeriden bakıyordu. Beni yakalamaya çalıştılar, ama neyse ki kaçabildim. Kesin onlar da post avcılarıydı. Üçüncü evin önüne geldiğimde yaşlı bir teyze gördüm, çok yalnızdı ve mutsuzdu. Teyze çöp atmak için dışarı çıktığında hemen evin içine girdim. Tam o sırada bahçeden gelen gürültüyle yerimden sıçradım. Çok korktum ama sonra eşyalara bir baktım, evimi bulmuştum! Tabii teyze beni kabul ederse… Teyze eve girdi ve ben hemen oradaki koltuğa oturdum. Beni gördü ve beni kucağına alıp sevmeye başladı. Bana “Mulan” dedi. Beni çok sevmişti, ben de onu çok sevmiştim. Ve böylece onun kedisi olmuştum.
Şu anda çok mutluyuz, umarım siz de öylesinizdir. Yeni maceraya dek, güle güle!