Bak bir varmış bir yokmuş eski günlerde, tatlı bir kız yaşarmış Boğaziçi’nde. Kızın ismi Nina’ymış. Bir gün Nina köyde gezerken iskeledeki dalgaların dalgalanma sesini duyuyormuş, o sabah kuşlar ötüyor, çiçekler açıyor ve sokak köpekleri geziyordu. Nina o gün çok mutluydu. Nina köyün en yaşlı bilge ağacından bir elma koparıp yedi. O günü de her zamanki gibi çok geçmişti. Nina, çiçekleri sulamak için eline kovasını aldı. Çiçekleri sularken her zamnki gibi çiçeklerin halis kokusu burnuna geldi. Nina’nın işi olduğu için eve gitme saati çoktan gelmişti. Nina evine gitti. Evde annesi onu bir ton işle beklerken ah canım kızım dedi. Nina hemen işe koyuldu, bulaşıkları yıkadı, kıyafetleri katladı, yatağını ve odasını topladı. Nina işlerini bitirmişti. Sonra Nina dinlenmek için sıcak bir duş aldı, sonra kitabını eline alıp teyzesinin ördüğü battaniyesine sarılıp kitabını okudu. Nina’nın akşam yemeğini yedikten sonra uyku saati gelmişti. Hemen yatağına gidip güzel güzel, derin derin uykulara daldı.
Bak Bir Varmış Bir Yokmuş
(Visited 7 times, 1 visits today)