Kadın cinsiyeti geçmişten günümüze toplum tarafından adaletsizlik ve eşitsizliğe maruz kalmıştır. Sadece fiziksel farklılığı gören misojinistik erkekler hala kadın ve erkeklerin eşit olduğuna hatta kadınların erkeklere ihtiyaçlarının olmadığını kabul edememe durumundadır. Kadınları hor gören toplumda yaşayan kadınlar ne yazık ki hala erkeklere verilen fırsatlardan yararlanamamaktadırlar ve bu durum kadınların eğitim aynı zamanda da finansal açıdan geri kalmasını sağlamaktadır ama bu demek değildir ki kadınlar erkeklerin yaptıklarını yapamaz. Kadın ile erkeğin eşit olması yolunda tarihsel süreçte önemli gelişmeler olmasına rağmen günümüzde gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerde kadınlar toplumdan dışlanmış, söz hakkının olmadığı, cinsel istismara ve kötü muameleye tabir tutulmuştur.
Bazı kadınlar tabiki de erkeklerden hoşlanabilir ve onlarla zaman geçirmek isteyebilir ancak bu demek degildir ki onların karşı cinsiyete ihtiyacı var. New Scientist’in haberine göre; İngilizler kadınının kemik iliğinden sperm üretilerek erkeklere ihtiyaç kalmadan doğum yapabileceklerini belirtmiştir bu demek oluyor ki genetik olarak kadınların erkeklere ihtiyacı kalmadı. Erkekle kadın topluluğunun daha etkili veya verimli yaptığı işler tartışma konusu ancak erkek çoğunluğunun yaptığı büyüklük ve güç getiren işlerde teknoloji her geçen gün ilerlemeye devam ettiği için iş yerinde boyut ve gücün değeri azalmaktadır. Mesela ortalama bir erkek kürekle kazı kazmakta ortalama bir kadından daha iyi olabilir ancak insanlar buharlı küreği icat etti ve bu sayede bir kadın da kürekle ortalama bir erkeğin yaptığı gibi çalışabilir. Günümüzde tüm çalışma alanlarında, sanatta, siyasette, bilimde ve sosyal etkinliklerde kadınaların ne kadar etkin ve başarılı olduğunu çok rahatlıkla görebiliriz. Buna en belirgin örnek olarak dünyanın en başarılı ekonomileri ve en demokratik ülkelerinin yöneticilerinin kadın olduğunu görebiliriz: Almanya şansöylesi Angela Merkel, Danimarka başbakanı Mette Frederiksen ve Norveç başbakanı Erna Solberg bunlardan sadece birkaçıdır.
Sonuç olarak kadınlar kendilerine inandıkları ve özgüvenlerini içselleştirdikleri takdirde hayatın tüm alanlarında karşı cinsten bağımsız olarak her şeyi başarabilirler. Zira başarının sırrı insanın sahip olduğu cinsiyet değildir, hayata karşı gösterdiği; direnç, azim, çalışma ve erdemdir ve kadın bunların hepsine bağımsız olarak sahiptir.