Aynı Onun Gibiydi

Reyna annesi ve 3 kardeşinden küçük yaşta ayrılmıştı. Bu nedenle her yeni ortama adapte olmayı daha hızlı öğrendi, bundan sonraki hayatında yeni yerler görmek istiyordu. Kazandığı bursla okuyup bitirdiği okul sonrası bir avukat olarak çok para kazandı ve şimdi sıra hayal ettiği ülkeleri gezmeye gelmişti. İlk sırada Asya kıtasındaki Kamboçya vardı. Krallıkla yönetilen Kamboçya da 16 milyon insan yaşıyordu, tropikal muson iklimi hakimdi. Kamboçya nın komşuları olan Vietnam ve Tayland’ı da gezdi. Fransa dan bağımsızlığını kazanan Kamboçyalıların %95 i budistdir       ardından Japonya yı , Endonezya yı ve Çini de gezen Reyna en fazla Japonya dan etkilenmiştir. Büyük okyanusu görme fırsatı bulmuştur. Fuji yanardağı Reyna’yı çok etkilemiştir. En çok ta Japon ejderhasından ve onun efsanevi hikayelerinden hoşlanmıştır. Japonya da bol bol gezip alışveriş yapmıştır, Japon kültürünü çok sevmiştir. Japonların mütevazı yaşam biçimleri ve sade evleri, ve insanların yaşamına getirdiği sakinlik, yaşamlarındaki iç disiplin Türkiye ye döndüğünde yaşamını değiştirmişti. Belki bu hızlı yaşam içinde bazı değişiklikler yaparsak disiplin, sadelik ve sakinlik insanların başarılı ve mutlu olması için çok gerekli değerlerdir. Eğer yurtdışında birçok ülkeyi görmeseydi yaşamını değiştirecek bu değerleri kazanamayacaktı. Kazandığı bu değerler tüm yaşamı boyunca disiplinli mutlu ve başarılı bir insan olmasını sağladı. tanıştığı bütün insanlara gezdiği yerleri ve yaşantıları anlattı ve herkese yeni yerler görme konusunda tavsiyelerde bulundu. Ve iş arkadaşları ile birlikte İtalyaya gitti ve gezdiği tüm ülkelerden daha çok beğendi. Çok eski bir uygarlık olan Roma da 4 katlı bir ev uzunluğundaki ağaçlar, hayatında gördüğü en harika şelale olan Fontana Di Trevi, melek heykelleri ile süslenmiş olan yapılar , dar sokaklar, küçük arabalar, sokak sanatçıları , harika makarna ve pizzalar. İtalya yı daha da güzel bir ülke yaptı. Özellikle tarihi Kolezyum ve bu Kolezyum da gladyatörler ve aslanların mücadelesini düşünmek bile beni çok heycanlandırdı. Alışveriş yapmak hiçte kolay değildi ne yazık ki her şey çok pahalıydı ama sevdiklerimiz için küçük hediyelik eşyalar aldık magnetler, anahtarlıklar herkesi çok mutlu etti. İtalya dan sonra gittiğimiz Fransa Eyfel Kulesinin her saat başı yanan ışıkları, sürekli çalışan atlı karınca ve gece boyu minik göete ayaklarını sokan insanlar Fransa yı daha rahat bir ülke haline getiriyor. Fransayı gezdikten sonra Kristof Kolomb gibi uzak diyarlara açılmak yeni yerler keşfetmek istiyordu ve Kristof Kolomba bir kere daha hayran kaldı.

(Visited 33 times, 1 visits today)