“Yalnızca tek bir insan türü varsa o zaman neden hiç geçinemiyorlar? Hepsi birbirine benziyorsa niçin özel bir çaba harcayarak birbirlerini aşağılıyorlar?” Bülbülü Öldürmek kitabından alınan bu cümleler küçücük bir çocuğun babasından gördüğü adaleti kendi kendine sorgulamasından doğmuştur ve bu soru birçok yere çekilebileceği gibi cevapları da oldukça fazladır. Peki bunlar neler olabilir?
Bu soruyu kitapta arayacak olursak cevabını dış görünüşlerde bulabiliriz. Yıllardır insanların ten renkleri ayrıştırıldığı gibi kaderleri de böyle anlamsız nedenlere bağlanmıştır fakat buna neden bile demek güçtür. Kitapta siyahi insanların aşağılandığı ön planda olsa da bunu desteklemeyen bir ailede büyüyen çocuğun gözünden anlatılması okuyuculara yapılmış insanlık adına bir katkıdır. Günümüzde bu kadar ayrışımlara rastlanılmasa da önceden sırf ten rengin diğerlerinden biraz koyu diye işin, evin, sana gösterilen davranış farklı olmuştur.
Renkler dışında anatomik olarak aynı olsak da birçok etken karakterimizi şekillendirmiş ve buna bağlı olarak da değişiklikler ortaya çıkmıştır. Ben bu değişikliğe karşı olanlardan değilim, ben bu değişiklikleri insanlara karşı koz olarak, düşmanca kullanmaya karşıyım. Örneğin çok okumuş ya da çok bilgili bir insan bilgisini karşısındakini aşağılamaya değil aksine onlara yardım olarak kullanılmasının daha yararlı olabileceğini düşünmekteyim. Bu noktada da egolarımızı bir kenara bırakıp farklılıklarımızdan bir bütün olabileceğimizi düşünüyorum.
Bu aşağılamanın bir diğer nedeni de psikolojiye bağlanabilir. Küçücük bir çocukken bizleri yetiştiren ailelerimiz bu konuda çok önemli bir rol oynamaktadır. Bize hep en iyisini yapmamız söylerken aynı zamanda bunu diğer insanları ezerek değil tam tersine onları da yücelterek yapmamız öğretilmelidir. Hiçbir şeye zarar vermemek demek sadece nesne veya hayvan olmamalı yanımızdaki insanlara da aynı yaklaşımda bulunulmalıdır. Tekrardan “Bülbülü Öldürmek” kitabından bir alıntı yapmak isterim ‘” Atticus bir gün Jem’e şöyle der: “Arka bahçede konserve kutularına ateş etmenizi tercih ederim. Ama kuş peşine düşmenin kısa sürede çok çekici hale geleceğini biliyorum. İstediğiniz kadar karga vurun ama unutmayın, ‘Bülbülü öldürmek günahtır.’” Atticus’un, bir şeyi yapmasının günah olduğunu söylemesine ilk kez tanık olan Jem nedenini Bayan Maudie’ye sorar. Bayan Maudi, “Baban haklı,” diye cevap verir. “Bülbüller bir şey yapmazlar. Yalnız öterler. Bahçelerdeki tohumları yemez, çiçeklere zarar vermezler. Yalnız bizim için tatlı tatlı öterler. Bunun için bülbülü öldürmek günahtır.’” Burada siyahilere yöneltilen zararsız olanlara zarar vermek günahtır anlayışı vardır fakat biz bunu hayatımızın her yerine uygulayabiliriz.
Kısacası renklerimiz, bilgilerimiz, düşüncelerimiz kimseyi kimseden üstün yapmadığı gibi düşükte yapmaz. Bunu bilerek attığımız her adım kendimize ve çevremizdekilere fayda olarak geri döneceğinden şüphem yoktur. Yeter ki empati duygumuzu ve saygımızı hep yanımızda taşıyalım.