Sabah kalktığımda çok yorgundum çünkü sabaha kadar ödev yapmıştım. Zor da olsa yataktan kalktım ve banyoya gidip yüzümü yıkadım aynada kendime baktığımda alnımdaki yünlerimde Bir leke olduğunu gördüm bir bu eksikti diye düşündüm toynaklarımla lekeyi temizleyip eşyalarımı hazırladıktan sonra aşağı indim. yemek masasına geldiğimde anneannem küçük kardeşime neden asla insanların arasına gitmemiz gerektiğini anlatıyordu orada olduğumu fark edince bana döndü”Günaydın doly” Dedi gülümseyerek .” Günaydın da Ne oldu sabahın köründe” anneannem kaşlarını çattı” Zaten asla unutmaması gerek bu senin için de geçerli ayrıca insanların Arasına Gitmeniz için hiçbir sebep yok” annem babam ve anneannem sürekli bu cümleleri söyleyip dururdu ayrıca insanların korkunç Olduğunu ve En kötüsüde hayvanları katlettiğini söylerdi fakat onlara ne Kadar inanabilirdim ki insanların arasına gittiler mi onu bile bilmiyorum ayrıca bütün insanların aynı olduğunu düşünmüyorum her zaman yaptığım gibi itiraz etmek üzereydim ki annem Kahvaltımızı masaya koyarak” Hızlıca bitirin de okula gidin geç kalacaksınız” Ardından babama dönerek “ Sen de işe geç kalacaksın” Dedi . kardeşimle dediğini yaptık ve hızlıca kahvaltımızı Edip evden çıktık. Kardeşim benden küçük olduğu için okullarımız farklıydı ama neredeyse yanyanalardı.Önce kardeşimi bıraktım sonra ise kendi okuluma gittim .Okula girmek için merdivenleri çıkarken beklemediğim bir anda arkamdan bir el kafamı okşayıp “Nasılmış favori koyunum” dedi ve güldü bu Adeldi kendisi en yakın arkadaşım ve aynı zamanda bir tavşandı ona gülümsedim “ İyiyim ve umuyorum ki sen de sınava hazırlanmışsındır” hemen yüzünü ekşitti, bunu görünce kıkırdadım Adele sınavlardan nefret ederdi “ sana hava hoş koyunlar zeki olur tabi” “ tavşanlar da öyle ,acaba insanlar nasıldır” dedim ve bana kaşını kaldırarak bakıp “Başladın yine kötü olduklarını zaten biliyoruz eminim anneannen bu sabah da bülbül gibi ötmüştür “ kafamı evet anlamında sallayıp önüme döndüm ve birlikte yürümeye devam ettik . sınıfa girdiğimde alaylı bir sesin “Öğle yemeğim gelmiş” dediğini ve güldüğünü duydum bu Kentti ,zorba bir kurttu. Ona sanki bir pislikmiş gibi baktım “ pençelerim olsaydı geçireceğim ilk hayvan sen olurdun” dedim ve sırama gidip oturdum. birkaç dakika sonra ders başladı üzerimde kentin nefret dolu bakışlarını hissedebiliyordum ama görmezden gelmeye çalıştım .Tüm dersler bittiğinde Adel’le vedalaştık. babam kardeşimi okuldan arabayla alıyor ben ise ormandan yürümeyi tercih ediyorum bu yüzden okuldan çıktım ve ormanın olduğu yola gittim.Ormana yeni girmiştim biraz yürüdükten sonra arkamdan bir ses duydum adım sesi gibiydi arkamı dönüp baktığımda Ağaca yaslanmış olan Kenti gördüm kaşlarını çatmış ve pis bir şekilde sırıtarak bana bakıyordu. “ burada ne işin var”. Sırtındaki çantayı yere bıraktı yumruklarını sıktığını ve pençelerini çıkardığını görebiliyordum bu beni oldukça germişti o bana yaklaştıkça ben birkaç adım geri gittim “ avlanmaya geldim” derken bana bir adım daha yaklaştı .Bir adım daha geri gidecektim ki ani bir şekilde atıldı ve yere düşmeme neden oldu ardından sivri korkunç kurt pencerelerini yüzüme getirdi “ demek olsaydı pençelerini geçireceğin ilk hayvan ben olurdum kötü haber kuzucuk pençelerin yok” Elini kaldırdı ,hızla bana doğru vuracaktı ki onu ittirdim ve hızla koşmaya başladım arkamdan adım sesleri duyuyordum korkuyordum tüm gücümle bir süre koştuktan sonra demir devasa tellerin olduğu bir yere geldim nefeslenmek için tellere yaslandım kentin seni bulacağım diye bağırdığını duydum ve aniden adım sesleri yaklaşmaya başladı çok gerildim buradan sonra kaçabileceğim bir yer yoktu nefes nefeseydim yüreğim ağzımda çarpıyordu tam bu sırada tellerin altında çok da geniş olmayan bir delik olduğunu fark ettim ilk önce çantamı delikten soktum ve ardından tüm gücümle kendimi ittirerek delikten girdim ve çantamı geri sırtıma takıp koşmaya başladım koştum koştum bizim evlerimize hiç benzemeyen daha büyük daha detaylı yapıların olduğu kasaba gibi bir yer gördüğümde durdum nerede olduğumu bile bilmiyordum ve burası gibi bir yeri daha önce hiç görmemiştim buranın arkasında yere oturdum ve nefeslendim tam o sırada konuşma sesleri duydum kafamı eğip gizlice sesin geldiği yere doğru baktım .Dilim tutulmuştu bir hayvana ait olmadığından emin olduğum bir çift bacak gördüm .nefes bile alamıyordum ki arkamdan birinin senin burada ne işin var dediğini duydum şiddetli bir şekilde irkildim ya tam kaçacaktım ki sıkı bir şekilde beni tuttu demek bu bir insandı anneannemin haklı olmasından korkarak çırpınmaya başladım “ anlaşılan şanslı günümdeyim” Dedi ve kaçma masraf fırsat vermeden beni dev yapılardan birine soktu iple beni bağladı ve bütün bağırmalarımı görmezden geldi çok korkuyordum hiç kimseyi tanımıyordum daha önce insan bile görmemiştim Bu sırada adam dev ev kapıdan dışarı çıktı ve kapıyı kapatmadan önce “Birazdan geleceğim” dedi. çırpınmaya kaçmaya çalıştım lakin nafile birkaç dakika sonra kapı tekrardan açıldı korkuyla kapıya doğru baktım fakat gelen o değildi ondan daha küçük bir kızdı o da insandı bana korkmuş bir şekilde baktı ben de ona korkmuş bir şekilde baktım ve çırpınmaya devam ettim o bana bir adım attı ben ise korkaktım onun aksine geri adım attım sakin bir adımla bana tekrardan yaklaştı gözlerimin içine bakıyordu ben de bir an için durdum ve onun gözlerine baktım elini bana doğru uzattı en başta geri çekilmeye çalışmış olsam da o insanın aksine nazikti bu yüzden bana dokunmasına izin verdim. sırtımda bir noktaya dokundu dokunduğu an sızladı tellerin altından geçerken yaralanmış olmalıydı ne o ne de ben konuşuyordum sırtımdaki elini çekti cebinden kumaş bir mendil çıkardı ve gidip ıslattı ardından onu sırtıma sürdü bu hareketi onun o insan gibi olmadığını anlamam sağladı onun gözlerine bakmaya devam ettim ben ona bakmaya devam ederken o benim iplerimi çözdü ardındansa benim için kapıyı açtı tam kapının önüne geldim ki benimle ilk kez konuştu “Hoşçakal” .Son kez gözlerine bakıp kapıdan koşarak çıktım ve altından geçtiğim telleri buldum ormandan eve doğru koşmaya başladım anlatsam bile bana inanmayacaklardı ,ama haklıymışım bütün insanlar aynı değil.
Aynı alemde olsaydık
(Visited 3 times, 1 visits today)