Etkili bir iletişim için konuşma esastır. İnsanlar varoluşlarından beri süregelen lider, yol gösterici arayışılarında hep etkili konuşan, en ikna edici ve doğru hissetirenin peşinden gitmiştir. Buradan anlaşılacağı üzere liderlik gibi çok önemli bir toplumsal kimlik, insanları yönlendirebilme becerisi etkili konuşma ve hitabet yetenekleri ile sağlanır. Aynı zamanda iletişimdeki pürüzleri en etkili şekilde ortadan kaldırcak olan konuşmacıların iyi birer dinleyici olmalarıdır ki bu özellik etkili konuşmanın beraberinde kazanılır.
Etkili konuşmayı bilen kimse toplumda dikkatle dinlenir, söyledikleri insanları etkiler ve kendisini çok rahatça, açıkça ifade edebilir. Bütün bu özellikler onun daha ön planda olmasına, özgüven ve girişkenlik kazanmasına sebep olur ki bunlar lider kimliğinin üstlenilmesinde en temel adımlardır. Bu kişiler etrafındaki insanların güvenini kazanır. Gerek beden dili gerek insanlarla kurduğu göz temasları ve konuşurken seçtiği kelimeler insanlarda doğru, dürüst, ikna edici ve motive edici hisler uyandırır. Temel konuşma becerileri reklamlarda ve satış merkezlerinde sıkça karşımıza çıkar. Kurulan cümleler, anlatılan hikayeler ne kadar etkili ise ya da satıcı ne kadar kendinden ve ürününden emin görünüyorsa ikna olmamız o kadar kolaylaşır. Politikacılar, özellikle savaş sırasında komutanlar topluma veya askerlere umut, motivasyon ve inancı söz söyleme sanatı ile aşılayabilirler.
James Allen “ Tesirli söz söylemek; insanlara rehber olmak, tesirli düşünmeye bağlıdır.” demiş. Yani çevremizde dinlenmeye değer kişiler bekliyorsak insanları düşünmeye itmeliyiz. Aynı zamanda etkili konuşma “Sözü, akıl ile söyle; bilgi ile süsle.” sözünde de belirtildiği üzere bilgi birikimiyle harmanlanırsa o konuşmayı dinlemek insana doyumsuz bir haz verir. Etkili konuşmada diksiyon kursu ve benzeri kursların çok etkili olacağı gibi bigi birikimi ve kelime dağarcığı sağlamakta da okumak esastır. Yazarlar eserlerinde okuyucularını etkilemelidir ve bizler de bu yazıları okuyarak kendimizi bolca geliştirebiliriz. Peki ya bahsettiğimiz konuşmacı niteliklerinin hepsini kazandırabilecek kurslar olsa, yani temelinde konuşmacının söyleyiş tarzını bütünüyle etkileyebilecek olsak dinlemek, anlamak ve konuşmak ne de zevkli ve düzenli bir hal alır, değil mi? Dale Carnegie söyleyiş tarzının önemini “Söz söylemekte, kelimelerden üstün olan bir şey vardır ki söze tesir veren odur, bu da sözün söylenişindeki tatdır, onun için söylenen sözden fazla, söyleyiş tarzına bakılır.” sözleriyle vurgulamıştır.
Söz söyleme sanatı özünde insanların birbirini en doğru şekilde anlamasını sağlar. Birlikte hareket edebilmek, kordine olabilmek için ise anlaşabilmek çok önemli bir gereksinimdir. İnsanlar birbirleri üzerinde düşünceleriyle iz bırakır ve düşüncelerimizi etkili ifade edbilmek bu noktada elzemdir. Atatürk, düşünceleriyle yıllarca iz bırakmış ve bırakacak, cümlelerine nesillerce gıpta edilmiş etkili bir konuşmacı ve çok önemli bir liderdir. Onu örnek alan bireyler olarak kendimizi en etkili şekilde ifade edebilmeyi, düşüncelerimizi özgüvenle aktarabilmeyi öğrenmek vazifemizdir.