Büyük Önder Atatürk 1881 yılında Selanik’te doğdu ve 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda yaşama veda etti. Ülkemizin kurtarıcısı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün bilinmeyen yönleri ve sözlerini anlatmaya çalışacağım ama o büyük önderi kelimelerle anlatmak çok zor.
Atatürk’ümüz Manastır Askeri Lisesi’nden kalan alışkanlıkla kuru fasulye-pilavı çok severdi. Tatlıyı pek sevmezdi ama canı istediğinde gül reçeli yerdi.
Ömrü yetseydi dünya turu yapıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi. Binlerce kitabı vardı. Başucu kitabı Çalıkuşu romanıydı. Özenli ve temiz bir Türkçe konuşurdu, ancak bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle söylerdi. Evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi. Bir sabah trene bir milletvekili ile binmiş ve onun bilet parası vermemesine çok sinirlenerek “Ne güzel halkçılık ama” demiştir. Cephelerde düşmanla savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanı dışında kan görünce fenalaşmasıdır. Sportmendir. Her gün at biner, yüzer ve bilardo oynardı. Takım elbiselerini kendi çizer ve hep beyaz gömlek giyerdi. Atatürk’ün çocuğu yoktur ancak birçok çocuğu evlat edinmiştir. Afet İnan, Sabiha Gökçen, Ülkü Adatepe bilinenlerdendir.
Ulu Önder Atatürk’ümüzün bilinmeyen bazı sözlerine yer vermek istiyorum:
“Dilin milli ve zengin olması, milli duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk Dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil şuurla işlensin.”
“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.”
“Milli benliğini bulamayan milletler, başka milletlerin avı olacaklardır.”
“Bana insanlar üstünde bir doğuş yüklemeye kalkışmayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir.”