Atatürk çok fakir bir zamanda doğmuştu. O zamanlar Osmanlı Devleti ekonomik olarak çok güçsüzdü. Mustafa, kardeşi Makbule ile saklambaç oynar, dayısının çiftliğinde kargaları kovalardı. Mustafa farelerden çok korkardı. Oğlunun fareden korktuğunu gören annesi ise ona bunun çok da kötü bir durum olmadığını, hem asker olmak isteyen bir insanın önünde onu bekleyen fareden daha ciddi meseleler olduğunu anlatırmış. Mustafa’nın dersleri çektiği dil zorluklarına rağmen çok iyiydi. Mustafa en çok matematik dersini sever ve çok iyiydi. Ortaokulda matematik hocası bir gün Mustafa’nın yanına gelip “Mustafa, ikimizin adı da Mustafa. Seninki Mustafa Kemal olsun.” dedi, bundan sonra adı Mustafa Kemal oldu. Bundan sonraki dönemde eğitim hayatına devam etti ve asker oldu.
Mustafa Kemal verilen bütün görevleri tamamlayarak askerlik görevini yerine getirdi. 1. Dünya Savaşı sonrası işgal kuvvetleri yurdumuzu işgal ettiğinde yurdumuzu düşmanlardan kurtarmayı kendine görev bildi ve Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Cumhuriyet için askerler, doktorlar, kadınlar, çocuklar herkes bizim için ve Türkiye için savaştı. Tüm Anadolu halkı ile beraber savaşı kazandı ve cumhuriyeti kurdular.
Cumhuriyet kurulduktan sonrada durmayıp yeni kanunlar ve devrimlerle Türkiye’yi yeniden kurmak için çalışmaya başladılar. Atatürk kılık kıyafet kanunu, yeni alfabe, seçme ve seçilme hakkı vb. birçok yenilik getirdi.
Atatürk ve tüm halk bize özgürlüğümüzü sağladı. Biz de onun ilkelerini örnek alıp vatanımız için canla başla çalışıyoruz. Özgürlüğümüzü kazandığımız günleri de her yıl coşkuyla kutluyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılını da aynı coşkuyla tüm halk, okullar, belediyeler, herkes kutluyor. 29 Ekim’de törenler ve şenlikler hepsi olacak, bundan çok eminim.
Cumhuriyet için savaşan Atatürk ve halkımıza selam olsun!
Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun.