Atatürk Ülkesi

“Bakın, bakın! Atatürk geliyor.” diye bağırıyordu küçük çocuk. Herkes bir anda kafasını çocuğun gösterdiği tarafa çevirdi. Her ağızdan farklı bir laf çıkıyordu heyecandan. At arabasından başını çıkarmış halkının mutluluğunu seyreden Atatürk herkese teker teker selam vermeye çalışıyordu. Büyüklerden biri sessizce çocuğun yanına yaklaştı ve “Nereden gördün Atatürk’ün geleceğini?” dedi. Çocuk da “Görmüyor musunuz efendim?” dedi arabanın süslemelerini göstererek. Adam kafasını arabaya çevirince anlamıştı çocuğu ne demek istediğini. Arabanın etrafını kurdeleler, bayraklar ve bir çok farklı süsleme ile donatmışlardı. Adam gördükten sonra çocuğun yanından uzaklaşıp ağızıyla “En büyük Atatürk!” diye ritim tutmuş bir grup gencin arasından kalabalık ortama kaynaştı. Atatürk kalabalığın ortasına gelince arabanın durdurulmasını rica etti ve arabadan indi. Uzun bir süreden sonra çok sevdiği halkına ulaşmıştı. Atatürk herkese sarılırken bir anda ortada Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım belirdi. Zübeyde Hanım oğlunu görünce göz yaşlarına hakim olamadı ve hepsi gözünden süzülüp aktı. Atatürk annesinin yanına yürüdü ve “Merhaba ana, seni görmeyeli çok özlemişim.” dedi. Annesi bir söz bile etmeden oğluna kocaman sarıldı. Atatürk’ün gözleri doldu ve bir süre sarıldılar. Annesi onunla konuşmak istediğini söyledi ve oğlunu evine götürdü. Atatürk evinin eskisi gibi olduğunu düşünerekten yürürken evlerinin değiştiğini görünce bir an bozuldu ve eve bakakaldı. Eski halinden bir parça bile iz kalmayan evi sevmediği yüzünden belli oluyordu. İçindeki mobilyaların eskisinden kalma olduğu umuduyla eve girdi ve daha da bozuldu. Hiçbir mobilya eski evlerinden kalma değildi. Annesi sordu: Beğendin mi oğlum?. Atatürk annesine yalan söylemekten hiç hoşlanmazdı dolayısıyla hiç sevmediğini ve eski evlerinin daha güzel olduğunu açıkça belirtti. Annesi evi gezdirdikten sonra salona geçtiler ve oturdular. Annesi Türk kahvesi ve yanında iki tane lokum ikram etti. Biraz konuştuktan sonra halk ile beraber 100. yılı kutlamak üzere sokağa çıktılar.