Aşuk, Maşuk ve İnsanlar

Bir varmış bir yokmuş çok uzun yıllar önce Dünya’nın tam ortasında Aşuk diye bir peri varmış. Öyle sandığınız gibi bir peri değilmiş ama Aşuk, upuzunmuş ve kanatları yokmuş. Bu perinin görevi ise doğayı korumakmış. Bir kere üflese her yer çiçek açar, orası yaşam bulurmuş. Gözyaşları doğayı canlandırır, sesi ise hayvanlara derman olurmuş. Bir de Maşuk varmış, fakat Maşuk daha farklı özelliklere sahipmiş. Bir kere zıplasa deprem olur, ağladığında ise ortalığı sel basarmış. Sakın size kötü görünmesin, Aşuk ve Maşuk birlikte çalıştıkları için doğa hep denge içerisinde olurmuş. Sıradan bir salı akşamı Aşuk ve Maşuk oyun oynarken bir anda bir ağlama sesi duymuşlar. Biraz korkmuşlar, düşünmüşler düşünmüşler ama ağlama sesinin hangi hayvandan geldiğini bulamamışlar. En sonunda sesi takip etme kararı almışlar. Sesin geldiği yere gittiklerinde ise cok tuhaf bir canlıyla karşılaşmışlar: İnsanla. Bu bebeği nası tutacaklarını ne yapacaklarını bilememişler. Hatta başta bunun bir bebek olduğunu bile anlamamışlar ama yıllar geçtikçe daha fazlası gelmeye başlamış. Düşünmüşler ve demekki Tanrı’lar bize bunları gönderiyor, bunlara bakmamız lazım demişler. Toplam 18 tane bebek varmış. Önce Aşuk bu bebeklere en taze meyvelerden yedirmiş, en taze sulardan içirmiş hatta onlar için çiçek sütü bile bulmuş. Maşuk da bebeklerle hep oyunlar oynamış, hepsini eğlendirmiş. Aradan yıllar geçmiş, bu bebekler büyümüş kocaman insan olmuşlar. Mutlulukla yaşamaya devam etmişler ve aradan binlerce yıl geçmiş. İnsanlar kalabalıklaşmış, Aşuk ve Maşuk da unutulmuş. İnsanların gözünü hırs bürümeye başlamış, fabrikalar yapmak için veya para kazanmak için doğayı mahvetmeye başlamışlar. Aşuk elinden geleni yapıyormuş ama hem insanlardan korkuyor hem de onların bu yıkıcılığını toparlamaya yetişemiyormuş. Yıllar sonra Maşuk’un canına tak etmiş. O kadar yükseğe sıçramış ki yere değdiğinde kocaman bir deprem olmuş. İnsanların çoğu hayatını kaybetmış. Aşuk Maşuk’a hani asla kötüye kullanmayacaktın güçlerini demiş şok içerisinde. Maşuk da doğanın dengesini kurmak için buna ihtiyaçımız vardı demiş. Uzun süre Aşuk ve Maşuk sorunu nasıl çözeceklerini düşünmüş, en sonunda da geriye kalan insanlarla konuşmaya karar vermişler.  Cesaretlerini toplayan Aşuk ve Maşuk tekrar gün yüzüne çıkmış ve insanlarla konuşmuşlar. Öncelikle deprem için özür dilemişler. Kendi güçlerini, görevlerini anlatmışlar ve doğanın nası dengede olması gerektiğinden bahsetmişler. İnsanlar da onları anlamış ve bir daha asla sözlerinden çıkmamışlar. Sonsuza kadar düzen ve mutluluk içerisinde yaşamışlar.

(Visited 9 times, 1 visits today)