Dünyamızdaki kaynakların sonsuz olmadığı gerçeği bilim çevrelerince kanıtlarıyla birlikte ortaya konulmuş bir olgu olarak karşımızda durmaktadır. Her geçen gün tüketimin artmasıyla birlikte doğal kaynaklar da hızla tükenmektedir. Bu konuya sunulan çözüm yollarından bir tanesi de “Uzay Madenciliği”Asteroit madenciliği ya da uzay madenciliği ,asteroitlerden ve dünyaya yakın küçük gezegenlerden hammadde çıkarılması işleminin adıdır.
Son yıllarda birçok ülke uzay araştırmalarını hızlandırırken, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin altın ve değerli metal yüklü dev asteroidi keşfetme misyonu en çok merak uyandıran projelerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Keşif misyonu amacıyla NASA tarafından gönderilecek olan uzay aracı görevini başarılı bir şekilde tamamlarsa, dünya ekonomisine milyarlarca dolar değerinde değerli maden girecektir.
Uzay bilimcilerin paylaştığı verilere göre ‘Psyche 16’ adlı asteroitteki altın ve değerli metallerin toplam değeri 700 kentilyon dolar etmektedir. Buna göre, eğer bütün bu kaynaklar eşit bir şekilde paylaşılırsa, dünyada yaşayan her kişinin 93 trilyon doları olacak. Fakat uzmanlar, ekonomi kuralları gereğince bunun mümkün olamayacağına dikkat çekiyor. Tedarik artınca fiyat azalacağı için teknik olarak bu kadar altın dünyaya getirilse ve piyasaya sürülürse, artık değeri kalmayacak. Dolayısıyla dünya ekonomisi tamamen çökmüş olacak. Asteroit madenciliği dünyada yeni bir ekonomik sistemin kurulmasını gerektirecek. 16’ncı yüzyılda başlayan sömürgecilik yarışında Avrupa kıtasına altın ve gümüş yapmaya başlamıştı. Bu durum toplumsal yapıda değişikliği de beraberinde getirmiş ve sınıfların yer değiştirmesine neden olmuştu. Uzay madenciliğiyle değerli metallerin dünyaya gelmesi de sömürgecilik dönemi Avrupa’sında yaşanan değişimlerin aynısının yaşanmasına neden olacaktır.
1967’de Washington’da kabul edilen ve 104 ülkenin imzasını taşıyan “Dış Uzay Anlaşması” uyarınca hiçbir özel veya kamu kuruluşu Ay’da ya da başka bir gök cisminde bulunan kaynaklarını işletemiyor. Ancak 1979’da imzalanan Ay Sözleşmesi’nde ise, Ay ve tüm gök cisimlerin kaynaklarının insanlığın ortak mirasının bir parçası olduğu ifade ediliyor. Buna göre bazı ülke ve özel kurumlar, uzay kaynaklarının insanlığın yararına kullanılabileceğini savunuyor. Fakat en son yapılan yasal değişiklikle birlikte uzay madenciliğine özel şirketler de dahil edildi ve asteroid madenciliği başlamış oldu. Uzmanlar dünyada bulunan ve ekonomik değeri yüksek bakır, kalay, çinko, gümüş, kurşun ve altın gibi maden rezervlerinin önümüzdeki yüz yıl içerisinde tükeneceği tahmin ediyor. Üretimi giderek azalan platinyum ve kobalt gibi değerli elementlerin asteroitlerden çıkartılıp Dünya’ya getirilmesi olasılığını değerlendiriyor.