Atatürk ve silah arkadaşlarının verdiği 4 yılık zorlu ve kanlı mücadelenin sonucunda asil Türk milletinin hak ettiği Cumhuriyet ilan edilmiştir. Bunun onlara daima minnettar kalacağız.
Bundan tam 100 yıl önce, 28 Ekim gecesi Mustafa Kemal Atatürk “Efendiler! Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz!” dedi ve tüm Türk milletinin kaderi o gece değişti. Demokratik ve laik olan Cumhuriyet rejimi, Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşmeye attığı ilk adımdır.
Cumhuriyet’in ilanından sonra da bu modernleşme devam etti. Mesela artık fes yerine şapka takılacaktı. Latin alfabesi kullanılmaya başlandı,
bu da Türk milletinin okuma yazma öğrenmesini kolaylaştırdı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. Tahtın babadan oğula geçmesi ortadan kalkmış, oy sistemiyle başa geçmeyi sağlayan bir sisteme geçilmiştir. Bu yenilikler saymakla bitmez.
Ancak benim için en önemli iki yenilik düşünce ve ifade özgürlüğü ve eğitim hakkı. İnsanın fikirlerini açık ve korkmadan ifade etmesi özellikle cumhuriyet gibi bir rejimde çok önemlidir. Eğitim hakkının da önemi büyüktür. Atatürk “Bu hayattaki en hakiki mürşit ilimdir.” Demiştir. Bu ancak ve ancak iyi bir eğitimle, iyi bir eğitim de eğitim hakkıyla mümkün olabilir. Atatürk’ün “Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.” Sözü de ancak eğitimle mümkün olabilir.
Cumhuriyeti Mustafa Kemal ilan etmiştir, ancak bunu sürdürecek olan biziz. Atatürk’ün “Elbet benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Demiştir. Atamızın yüzünü kara çıkarmamalı, cumhuriyeti sürdürmeliyiz. Bu ancak, çok çalışarak mümkün olabilir. Hem Mustafa Kemal Atatürk’ün yeniliklerine sahip çıkıp bir yandan da bu yeniliklerin üzerine yenilerini koyarak kendimizi geliştirmeliyiz. Mesela seçimlerde hile olmadan objektif bir şekilde seçim yapmalıyız. Eğitim hakkının herkese eşit şekilde verildiğinden emin olmalıyız. Laikliği devam ettirmeliyiz. Ve bunları geliştirmeliyiz. Mesela teknoloji alanında kendimizi ilerletmeliyiz. Bu sayede bu teknolojiyi diğer yabancı ülkelere pazarlar, ülkemizin refah seviyesinin artmasını sağlarız. Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk halkının en iyisine layık olduğunu düşünürdü. Bunu devam ettirmeli, her zaman en iyisi için çabalamalıyız.
Sonuç olarak, Cumhuriyet bize verilen büyük bir hediyedir ve bizim görevimiz verilen bu hediyeye layığıyla sahip çıkmaktır. Bu hediye ileriki nesillerin de olacağından emin olmak, bunun için çalışmalıyız. Elbette ki içimizdeki coşkuyu tarif etmek zor, gerçekten çok mutluyuz. Koca bir asırdır cumhuriyet tarafından yönetiliyoruz ve bu gerçekten çok güzel.