Merhaba ben başına gelen olayları başkalarına anlattığı için 42 yıldır akıl hastahanesinde yaşayan bir insanım. Normal ve aslında sadece görmüş olduklarımızın oluşturduğu,ismi “alışıla gelmiş olaylar” adlı sınırlayıcı klasörün ötesine denk gelmiş ve bunun sonucunda tıp kanunlarınca yargılandım.
Ben zengin bir tüccar ile bir ev hanımının sevilmeyen bir çocuğu olarak doğdum. Bu sevmeme durumu anneme göre küçük kardeşimi yazlığımızda ki koyda boğarak öldürmemden dolayı imiş. Fakat benim hatırlamadığım bu durum ailem ile aramın açılmasına sebep olmaktan başka bir sonuç doğurmadı. Genç yaşımda başka bir yere taşınmış annemin ve babamın cenazesine katılmamış asosyal biriydim. 21 yaşındaydım babamın bütün mülkiyetini satmış işi olmayan rahat biri olmak beni rahatsız etmiyordu. Yılın 7 ayını eski yazlığımızda geçirir komşularımla nadiren konuşurdum. Öyle ki adını hatırladığım tek komşularım yaşlı birer çiftti. Ve o zamanlar mucizelere inanmazdım ta ki o güne kadar.
Aylardan Nisandı kendimi iyi hissettiğimden yazlıkta 1 ay daha fazla kalmaya karar vermiştim şehirdeki evimde hiç komşum veya arkadaşım olmadığımdan pek hoşlanmaz ve gitmezdim. Ava çıktığım bir öğlen geyiklerin peşinden koşup akşama farklı bir yemek yemek amacıyla denizin yanındaki ormana gittim. Bir kaç tavşan haricinde elim boş dönerken kendimi iyi hissetmek için bir ağacın kökünün uzantısına oturmuş yanıma aldığım azık çantasını kurcalıyordum. Biraz düşünüp atıştırmak hayal kırıklığımı unutturur diyerek keyif çıkarmaya başladım. O sırada önüme gelen tuhaf bir kuş tuhaf sesler çıkarmaya başladı. Kuşun kanatları yoktu ve çenesine ulaşan bir göbeğe sahipti. Çıkardığı sesler beni korkutmuş olsa gerek ki onu bölgenin vahşi türlerinden biri sandım. Zarar vermeden uzaklaştırmak için tüfeğimin arka kısmıyla kafasına bir darbe indirdim. Darbe üst gagasını suratına bağlayan kısma denk gelmiş ve gagası yere düşmüştü. Suratından akan kanlar alt gagasında birikip taşarken. İğrendirici görüntüden uzaklaşmaya başladım ki kuşun “Yine olacak.” diye bağırışını fark ettim. Duyduğum pişmanlık ve üzüntü yerini korkuya bırakmıştı. Korktum ve akıl sağlığımı korumak için oradan hemen uzaklaştım. Yalnız kalmak istemiyordum. Delirmediğimi bilmek istiyor ve açıklama bekliyordum. Bu durumu kendi içinde bir sonuca bağlamak için yapılabilecek en mantıklı şey yalnız hissetmemek için bir başkasının bakış açısından yorum dinlemek olacaktı. Bahsettiğim yaşlı çifte koşar adım gittim. Beni sosyal yapmaya çalışan kadın ve kocası çocuklarından uzak ve sinirliydiler. Onlara gittim ama anlatmak konusunda kararsızdım olayın heyecanı ile hatalı bir şey yapmak istemiyordum. Eninde sonunda anlattım kadın korkumdan ve telaşımdan karar vermiş olacak ki o gece onların evinde kalmamı teklif etti. Korku beni kontrol ediyordu bu yüzden kabul etmek mantıklı olacaktı. Uyumaya başladım. Gece kalktığımda kadını kocası ile tartışırken gördüm fakat hayatlarına karışmamak ve rahatsız etmemek için yatağıma geri döndüm. Sabah kalktığımda camdan aşağı baktım ve bir otobüs gördüm. Bir kaç dakika sonra beni almaya gelmiş beyaz kıyafetlerin eline düşmüş yaşlı çifte nefret dolu bakışlar atarak evden çıkıyordum. Beni götürdükleri yerde hayatımı sordular, bende anlattım. İlgilerini çekmiş olacak ki kardeşimin ölümünü bana tekrar tekrar sordular. Bana kardeşimin ölümünden dolayı travma geçirmiş olduğumu ve hayal görerek geçmişi hatırladığımı söylediler. Ben olayların gerçekliğinden emindim ve her şeyi hatırlıyordum. Bana iyilik yaptıklarını sana sana tutsak ettiler beni.
Buradayım zamanın gerisinde kalmış bir adamım. Paylaşmaktan pişmanlık duyan bir adam. Bu zaman kadar hikayemi anlatmaktan ilk defa mutluyum. Hayatımı değişmesine sebep olmuş bu hareketimi bu sefer iyi olmak için son bir kez tekrarlayıp size de anlattım. Bunu yazmak beni ölene dek tatmin edecek. Düşünün bir gülümseme bile istemediğiniz bir işi size her gün yaptıracak motivasyonu verebilir. Tabii aynı şekilde ters tepebilir örneğini yukarıda verdiğim gibi ısınmak için yaktığım ateş beni kavuran bir yangına böyle dönüştü.