AŞILARIN PATENTİ OLMALI MIDIR?

1955’te verdiği bir röportajda bulduğu aşının patentli olması gerektiği fikrini reddeden Jonas Edward Salk; ”Bu aşının patenti kime ait?” sorusuna ”Ne patenti? O insanlığa ait,  patent filan yok. Güneşin patentini alabilir misiniz? Bu aşıların amacı insanlara yardım etmek, ölümü ortadan kaldırmaktır. Bu noktada en büyük öncelik bunlardır. Kişisel kazançtan da çok daha önemlidir.” cevabını vermiştir. Siz de bu görüşe katılıyor musunuz?

O zamanların en büyük sağlık sorunlarından biri olan çocuk felcinin aşısını bulmuştu Salk. Peki, 1952’de Amerika’da 57 bin 628 vakaya kadar ulaşan bu hastalığın nedenleri ve sonuçları nelerdir? Bu kadar vakaya ulaşmasının sebeplerinden biri çocuk felcinin oldukça hızlı bulaşabilen bir hastalık olmasıdır, dışkı yoluyla bulaşabilir ya da daha muhtemel olan akan sulardan ve sifonlu tuvaletlerden.  Poliovirüs denen bir virüsün sinir sistemine saldırması sonucu oluşan bir hastalıktır. Felce neden olmayan semptomları olduğu gibi sinir sistemine bulaştığı halde kalıcı felce yol açabilir. Bu %1 kadar düşük bir ihtimaldir ancak o dönemlerde hastalığa yakalanan kişilerin %5 ila%10’ u arasında ölümcül etki gösteriyordu. O dönemlerde de görüldüğü gibi çocuk felcini önlemenin en iyi yolu aşı olmaktır ve 1957 yıllında bu aşıyı bulan Jonas Salk daha da büyük felaketlerin önüne geçmiştir.

 

Evet, böyle bir hastalığın aşısını bulup yaklaşık 7 milyar doları elinin tersiyle itmişti Salk. Hatta aşıyı ilk kendi çocuklarına uygulaması halk tarafından çok büyük bir takdirle karşılandı. Sizce de bu kadar fedakârlıktan sonra eline bir kuruş bile geçmemesi adil miydi? Aslında buna çok net bir cevap veremeyeceğim, bir tarafım para kazanmasını ve daha konforlu yaşamasını isterdi ama bir tarafım da patent alsaydı bunun çok acımasızca olduğunu düşünürdü. Sonuçta ülkenin geleceği o aşıya bağlıydı ve gerçekten durumu olmayan çok fazla insan vardı. Şu üç günlük dünyada paraya mutlu olmak yerine bir sürü insanın hayatını kurtarması eminim onu daha çok mutlu etmiştir. Ama yine de para kazanması için bazı sivil toplum kuruluşları ya da devlet tarafından bir alternatif üretilebilirdi mesela varlıklı insanların gönüllü olarak para bağışlaması ya da her kimsenin elinden ne kadar geliyorsa para bağışlayabileceği bir kurum gibi bir şey açılabilirdi.

Günümüzde de görüldüğü gibi korona aşısının patentli olması birçok ülkeyi zor durumda bıraktı. Bazı Afrika ülkeleri finansal açıdan zor durumda olduğu için aşılanma süreci gecikti. Dolayısıyla normalleşme süreci de uzadı. Kısacası aşılarda patent olmasının vicdansızlık olduğunu ama aynı zamanda bu aşıları bulan insanları hem halkın hem de tüm insanların destekleyebileceği bir kaynak oluşturulmasını daha yenilikçi bir yaklaşım olarak görüyorum.

 

 

(Visited 70 times, 1 visits today)