İnsanlar duyguları ve hisleri olan varlıklardır. Bu duyguları, düşünceleri her zaman dışarıya yansıtmazlar. Bunun sonucu olarak da her zaman dışarıya gerçek bizi yansıtmayız. Bazı insanlar fazla alçakgönüllü davranıp kendi oldukları kişiden daha az bilgiliymiş gibi gösterebilirler kendilerini. Bazılarıysa kendilerini oldukları seviyede göstermenin en doğrusu olduğunu savunur. Montaigne bunlardan biridir. Mevlana’nın görüşü ise tam zıttıdır. İnsanların, bu dünyada herkes kendini bir şey gibi göstermeye çalışırken bir hiç olması gerektiğini savunmuştur.
Benim kanımca bir insan çevresi tarafından saygı görmek için kendi potansiyelini ortaya koymalıdır. Bundan kastım, kendinizi sürekli övmeniz ve insanlardan üstün görmeniz değil. Saygılı bir üslup ile kendimizi kimseyle kıyaslamadan gerçek bizi göstermek en doğrusu bence. Çünkü bu sayede insanların sizden ne bekleyip ne beklememesi gerektiğini de kesinleştirdim olursunuz. Ayrıca bunu yaparken konuşkan ve dışa dönük birisi olmaya ihtiyacınız olduğunu düşünmüyorum. Sessizliğinizi konuşturabilirsiniz ve biraz gizemli biri olmakta sakınca yoktur. Sakin biri olmanız sizi saygı duyulan biri yapacaktır. Fakat ne olursa olsun kesinlikle kendimizi küçük görmemeli, asla bu tür düşüncelerimizi diğer insanlarla paylaşmamalıyız. Bu tür konuşmalar o kişide potansiyelimizin düşük olduğuna dair bilinç altına yerleşecektir. Kendimizi insanlara daha farklı tanıtırsak o kişilerin bizden beklentileri farklı olur ve bizi gerçekten tanıyana kadar bir çok fırsat kaçırabiliriz sırf bu sebepten. Şunu da unutmamak gerek ki bazı zamanlar insanın içinden bir şeyler yapmak, verimli olmak hiç gelmiyor ve yine olduğumuzdan daha farklı görünüyoruz. Bu tür durumlar harici tutulabilir bence çünkü insan kolay olan şeyleri yapmaktan sıkılabilir ve sessizliğe gömülebilir bazen. Bu da heyet doğaldır. Ama artık aşırı tevazu hayatımızın bir parçası haline gelmişse, bu durumu düzeltmek gerekir ki bu da bizim ekimizde olan bir şeydir.
Kısaca bir özet geçmek gerekirse, ben insanların kendi potansiyellerini ortaya koymaları ve aşırı tevazudan kaçınmalarını düşünen Montaigne’in katılıyorum. Bu noktada görüşüm Mevlana’dan tamamen ayrılıyor çünkü pireyi deve yapan ve sürekli kendini öven insanlar bulunurken, gerçekten bilgili ve zeki kişilerin alçakgönüllülük yapması hiç de mantıklı gelmiyor bana. Herkes durduk yere kendi olmayan yeteneklerini överken, yetenekli kişiler neden sessiz kalmalı ki? Kibirin ön plana çıktığı ve kendi reklamını devamlı yapan kişilerin fırsatlardan yararlanıp öne geçtiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu sebepten ötürü son ve kesin düşüncem, kendi potansiyelimizi olabildiğince abartmadan ve düzgün bir biçimde ortaya koymamız gerektiğidir.