Doğal afetler kaçınılmaz olaylar.Durduramayız veya önleyemeyiz.Fakat doğal afetlerin etkilerini azaltmak ve en aza indirmek mümkün.Elbette zamanı bilinmeyen bir deprem veya bir sel olayı için elimizi kolumuzu bağlayıp oturacak değiliz.Değiliz de, bu konuda ne kadar bilinçliyiz ki?
Depremlerden bahsetmek istiyorum, durdurulamaz depremlerden. Günümüz teknolojisinin depremleri anlamaya ve önceden öğrenmeye elverişli olmaması insanları eski,temeli sağlam olmayan binalarda yaşamaya veya olası bir depremde, devrilmemesi imkansız olan dolapları için herhangi bir önlem almamaya itmemeli. Demek istediğim herkesin jeoloji mühendisi çıkıp bu konuyu enine boyuna tartışması değil tabii. Tam anlamıyla demek istediğim inşaat mühendislerinin, müteahhitlerin depremde zarar görebilecek evler yapmamalı, ayrıca ev sakinleri de kendi çaplarında dolaplarını veya tehlike arz eden eşyaları sabitlemek gibi tedbirler almalılar.
Deprem deprem diyoruz, önlem alınmalı diyoruz ,iyi diyoruz ,iyi yapıyoruz da biliyor muyuz deprem nedir diye? Nedir bu süresi birkaç saniyeyi geçmeyen ama acısı bir ömür bitmeyen bu afet? Öncelikle değinmek istediğim şey, aslında insanların canına mal olan deprem değil; temeli çürük, sağlam olmayan yapılardır*.Bu yapılar da canlanıp insanları öldürmüyorlar, yani evlerin yapımından sorumlu kişiler ,en azından işini iyi yapmayan kişiler, aslında depremde bizleri endişelendiren unsurlara sebep olurlar.Bu Türkiye’deki tablo, dünyada ise durum biraz daha farklı.
Bilindiği üzere 2011’de Japonya’da 8.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. 1999 yılında yaşanan Kocaeli Gölcük merkezli deprem ise 7.6 büyüklüğüdeydi.Ülkemizdeki felakette 17 bini geçmiştir kaybettiğimiz insanlar.Japonya’da ise 20 binden fazla kişi hayatını kaybetmiştir.İki şiddetli deprem, büyüklükleri aynı olsa ne olurdu?Japonya’da deprem sonrası nükleer felaket ve tsunaminin gerçekleştiğini de bilmek gerekir, yani aynı büyüklükte bir depremin ülkemizdeki şiddetini düşünmek bile istemez insan.Japonya’nın deprem konusunda aldığı tedbirler binalarını sallanacak şekilde inşaat etmek, insanları olabildiğince bilinçlendirmek ile bitmezken bizde hala güvenli olmayan acil toplanma alanlarının konuşulmaması gerek.
Yaşadığımız deprem riski fazla olan ülkemiz, geç olmadan bazı önlemler almaya başlamalı.Bu önlemler ise depremin şiddetini azaltmaya, diğer bir deyişle depremin etkilerini en aza indirme odaklı olmalıdır.Bitişik binalar, toplanma alanlarını güvensiz kılan kocaman yapıların yarattığı tehlike umursanmayacak gibi değil.Halihazırda örnek alabileceğimiz tedbirler geliştiren Japonya gibi bilinçlenme konusuna önem vermeliyiz.Temeli sağlam yapılar inşaa etmeliyiz.Ve bunları çabucak yapmalıyız.
Gerçekten de deprem hafife alınmaması gereken bir afet.Gerek biz, gerek inşaat sektörü bu konuda hızla bir gelişmeye ve iyileştirmeye giderlerse, büyüklüğü ne olursa olsun şiddeti az depremlerle yaşarız.Türkiye’de yaşayan insanlar deprem konusunda bazı şeylerin farkındalar diye düşünüyorum, ya da öyle düşünmek istiyorum.Umarım ki en kısa zamanda depreme hazır bir ülke olmayı başarabiliriz.
* Iain Stewart
Kaynak:BBC