California’da çok az suç işlenirdi. Bu sebeple başkanımız Gilbert Skimblebop bir yola başvurmayı seçti:
“Bundan sonra ülkemiz çok barışçıl ve huzurlu olacak. Fakat bu huzurun istikrarlı bir şekilde devam edebilmesi için, her sene vatandaşlarımızın ruhunu arındırabileceği bir gece düzenlenecek. Bu gecede bütün yasalar geçersiz kılınacaktır. Gece, sirenlerin saat 17:00’de çalması ile başlayacak ve 06:30’ta tekrar çalmasıyla arınma süresi bitecektir. Bu etkinlik her yıl 7 Ağustos’ta düzenlenecektir. Daha fazla bilgi için bizlere ulaşabilirsiniz.”
Bu haberi ilk duyduğumuzda biz de şaşkına dönmüştük. Babam ağlamaya başlamıştı ve onu ilk defa ağlarken görüyordum. Daha sonra babam duraksadı ve hemen telefonunu kurcalamaya başladı.
-Ne yapıyorsun baba?
-Belli değil mi? Uçak bileti arıyorum ama tek bir uçak bileti bile yok.
Daha sonra amcam aradı ve babama korkmaması gerektiğini, çünkü bu işe karşı olanların zaten Gilbert’ın işini bitirmek için harekete geçmeye hazırlık yapmaya çoktan başlamış olabileceğinden bahsetti. Bunlar sadece olasılık olsa da rahatlatıcıydı. Fakat bu geceye sadece dört gün varken bunu söylemeleri pek mantıklı değildi. Hiçbir kargo şirketi çalışmıyordu. Aynı zamanda sanal marketlerde her şey tükenmişti. Başkanımıza içimden lanetler okuyor, küfürler ediyordum. Kim bilir bu etkinlik denen ama katliam olan gece ne kadar can alacak, kaç insan psikolojik sarsıntı yaşayacaktı. İlk gün herkes çok gergindi. Ertesi gün ise ortalıkta ses seda yoktu. Kimse evlerinden çıkmıyor, perdeyi çekmeye bile cesaret edemiyordu. Günler bu şekilde geçti, ta ki sirenlerden tüyler ürpertici bir ses çıkmaya başlayana kadar. Babam bütün panjurları çekti ve bir mikrodalga ile bizi tuvalete kapattı. Fakat kendisi girmedi ve elinde bir silahla evde gezineceğini söyledi. Babamın silahı var mıydı ki? Bütün evi karıştırır kurcalarım ama bir tane silaha denk geldiğim olmadı. Her neyse, annemle fısıldayarak bu arınma işinden bahsetmeye başladık. Sanırım beş dakika geçti ve annem uyuyakaldı. Fakat ben ayaktaydım. Ve bir süre sonra bir vurma sesi duymaya başladım. Sanki kapıya vuruyorlardı. Annem uyanmasın giye ona sıkıca sarıldım ve kulaklarını kapadım. Vurma sesleri durdu ve bir anda silah sesleri duymaya başladık. Annem uyandı ve tam çığlık atacakken ağzını kapadım. Bir süre sonra uzaklaşan ayak sesleri ve daha şiddetli mermi sesleri. Bu sefer daha sürekli geliyordu. Bu bir taarruz tüfeğiydi. Tuvaletin kapısında delikler oluştu ve az çok ne olduğunu görebiliyorduk. Gördüklerim gerçekten beni gözyaşlarına boğdu. Babamın ölü bedenine şarjör boşaltıyorlardı. Daha sonra kapımızı açtılar ve bana silah doğrulttular. Bağırarak ağlamaya başladım. Daha sonra bana silah doğrultan adamın kafasının bir tarafından girip diğer tarafından çıkan bir arbalet oku gördüm. Daha sonra bir adam belirdi ve kafasında arbalet olan cesede dedi ki: “ Burjuvalara duyduğunuz kin yalnızca onların yerine geçip burjuva olma hırsından geldiği sürece asla mutluluğa layık olamazsınız.”. Daha sonra bana baktı ve dedi ki “Hadi gel, Gilbert bu gece son duasını edecek.”
“Arınma Gecesi isimli filmden ilham alınarak yazılmıştır.”