Ara tatilde arkadaşım Tibet ile Gordion‘a gittik. Gordion ‘da sinemaya gittik. Arkadaşımla beraber kendi başımıza sinema izleyecektik. O daha önce kendi başına gitmiş, ama bu benim kendi başıma sinemaya ilk gidişimdi.
Neyse, önce biletlerimizi aldık. Sonra sinema izleme katına yani 4. kata gittik. Annem bize bir kova mısır aldı. Sinemaya gittik. İzleyeceğimiz filmin adı “Rafadan Tayfa: Göbeklitepe” idi. Sinema 16:50’ de başlıyordu. Tabii film başlamadan önce reklamlar vardı. Reklamları 10 dakika boyunca seyretmek zorunda kaldık. Ona rağmen sinemaya geç gelenler oldu. Böyle aktivitelerde giriş saatlerine özen göstermeli insanlar bence.
Filmde televizyonlardan tanıdığımız Rafadan Tayfa diye bilinen arkadaşlar, bir gün Akın’ın tanıdığı Beysi’den bir tepsi alır. Ama bu tepsi çok değerlidir. Çünkü bu tepside filmin konusu olan Göbeklitepe’yi temsil eden motifler vardır.
Hapiste olan Kâzım Amca bir gün bazı polislerin yardımıyla kaçar. Sonra polisler onu kaçırdı ya, işte ondan sonra patronun odasına götürülür. Ondan sonra Kâzım Amca patronun odasında patronla beraber başbaşa kalır.
Patronun odasında kendini yanlız hisseden Kâzım Bey, maketlere bakar. Patronun bir sorusundan sonra kendine gelir. Patron sonra ona çok (ama çok) değerli bir elmas verir.
Sonra da şöyle ekler: “ Eğer bundan daha çok istiyorsan bir önemli işi halletmen gerekir.”
“ Neyi ?” diye sorar Kâzım Bey. “Şu önemli, Göbeklitepe’ye ait sembolleri üzerinde bulunan şu siniyi.” diye yanıtlar patron. İşte patronun bu sözünden sonra filmin aksiyonlu bölümleri ve sıkıcı bölümleri başlar.
Film bazı yerlerde heyecanlı, bazı yerlerde de çoooooook sıkıcıydı. Sıkıcı olan bölümlerden bir tanesi Itmızdıkfıtırkulkabrık (yani Göbeklitepe) bölgesinde çalışmalarıydı. Orada taş kabartmaları yani taş yontmaları sıkıcı olan hatta eeeeeeen sıkıcı bölümüydü. Ama sonu çoook saçmaydı. Sonu şöyle: Beysi’den bir mektup alan Akın, mektubu açar ve içinden bir Burçak Buğdayı çıkar. Akın onu eline alır ve gözlerini kapatarak gülümser sonra da film biter. Arkadaşım ile bu şekilde sinemaya gitmeyi çok sevdim. Bir daha gitmeyi de çok isterim.