Anton Çehov en bilinen Rus edebiyatçıların başında gelir. 29 Ocak 1860’ta Taganrog’da doğmuştur ve pazar günleri kilisede çocuk korosuyla söylediği ilahilerle sanata ilgi duymaya başlamıştır.
Ekonomik sıkıntılardan dolayı babası, ailesini de yanına alarak Moskova’ya yerleşmiş ve Çehov da lise eğitimi bitene kadar Taganrog’da kamıştır. O sırada da okul gazetesinde yazıları yayımlanmaya devam etmiştir.
Moskova Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanan Çehov, ailesinin yanına taşınarak, evlerinin geçimine katkıda bulunmak amacıyla, haftalık bir mizah dergisinde yayımlanan ve sonradan ona başarı kazandıran kısa hikayelerle skeçler yazmıştır.
Vodvil adını alan birer perdelik oyunlarıyla dörder perdelik oyunlarından ilk ikisi olan İvanov ve Orman Cini’ni 1887-1890 yılları arasında yazmıştır. Vodvilleri taşra tiyatrolarında büyük başarı kazanarak yazara büyük gelir sağlamasıyla birlikte Moskova Tiyatrosu’nda sahnelenen İvanov da aynı şekilde seyirciler tarafından büyük ilgi toplamıştır.
Bu oyunlarla beraber Moskova Tiyatrosu’nda sahnelenen Orman Cini ise aynı başarıyı yakalayamamıştır. Bu yüzden oyun yazmaya bir süre ara veren Çehov 1895 yılında Martı oyununu yazmaya başlamıştır.
Oyun sahnelendiğinde kimse tarafından tam anlaşılamadığı için Çehov o umutsuzluğun etkisiyle uzun bir yurt dışı yolculuğuna çıkarak olaylardan uzaklaşmak istemiştir. Ciğerlerindeki rahatsızlıklar da bu süreçte belirti göstermeye başlamıştır.
1898 yılında Rusya’ya döndüğünde Moskova Sanat Tiyatrosu kurulup Martı oyunu da burada sahnemiş ve oyun olağanüstü bir başarı yakalamıştır. Bu başarı Çehov’un yazarlık hayatında ve Rus tiyatrosunda bir kilometre taşı olmuştur.
Bu arada Çehov’un rahatsızlığı epeyce ilerlemiş ve bu nedenle yazar Kırım’ın Yalta bölgesinde bir yazlık satın alarak yaşamının son yıllarını burada geçirmiştir.
Orman Cini’nin yeni bir versiyonu olan Vanya Dayı ve daha sonraları yazdığı Üç Kız Kardeş oyunlarının da sahnelendiği sıralar Moskova Sanat Tiyatrosu’ndaki popüler bir oyuncu olan Olga Knipper ile tanışıp evlenmiştir. Çift fazla vakit kaybetmeden Vişne Bahçesi adlı oyunun üzerinde çalışmaya başlamış ve bu oyun Çehov’un doğum günü olan 29 Ocak 1904’te, sahnelenmiş ve mükemmel bir başarı elde etmiştir.
Bu güzel olayın gururunu fazla yaşayamadan birkaç ay sonra,15 Temmuz 1904’te, tedavi için gittiği Badenweiler’de (Almanya) 44 yaşında hayata gözlerini yummuştur. “Çok zamandır şampanya içmemiştim.” son sözü olmuştur.
Çehov, yaşamı boyunca yazıları konusunda hep alçakgönüllü olmuştur. Espriyle, yer içer gibi doğaçlama yazdığını söylemiştir. Çehov’un kendi yazdıklarıyla içten bir şekilde dalga geçmiş olması ilk başta onu tanıyanları ve onun hakkında yazanları bir ikileme düşürdüğü tahmin edilebilir, oysa kapalı kapılar ardında çok çalışkan ve disiplinli bir yazar olduğu bilinir.
Buna örnek olarak arkadaşı Nikolay Yozhov, Çehov’u bir seferinde Tolstoy’un bir hikayesini temize çekerken fark etmiştir. Çehov bunun bir alıştırma olduğunu ve hep yinelediğini söylemiş-hikayeyi yeniden yazıyor, kimi yerleri düzeltiyormuş- bunun nedenini yetenekli bir sanatçı olan ağabeyi Nikolay Çehov’un ”Her şeyden önemlisi: Dikkatini dağıtma, çevreni sürekli gözlemle, ofla pufla, her şeyi beş kere yeniden yaz, kısalt, oyna vs. Bütün Petersburg’un Çehov kardeşlerin yazdıklarını adım adım izlediğini unutma!” sözleriyle gösterebiliriz.
Anton Çehov’un hayatı ve yazarlığı kelimelerle anlatılamayacak kadar derindir. Eğerki anlatılırsa bir yerde mutlaka bir eksiklik bulmak söz konusu olabileceği için Çehov’un muhteşem ötesi dünyasına insanın kendisini bırakıp öğrenmeye başlaması çok daha yararlı olur.
KAYNAKLAR
Anton Çehov-Yeni Bulunmuş Hikayeler-Önsöz-Peter Constantine
Anton Çehov- Büyük Oyunlar- Önsöz- Ataol Behramoğlu