Anormal Bir Rüya

Arkadaşlarla buluşacağım için gece uyuyamadım; on beş sene sonra tekrardan bir araya gelecektik. Barbekü partisi düzenleyip yiyip içip gülüp eğlenecektik. Ama planladığımızdan çok daha farklı bir şekilde gelişecekti her şey.

Evi hazırladık, barbekü makinesini pişirme için uygun hale getirdik, şimdi sırada pişirme kalmıştı. Şansımıza, okuldan bir arkadaşım kendi restoranını açmıştı, bu yüzden et pişirme konusunda deneyimliydi ve işi o üstlenecekti. Ancak, birdenbire yağmur yağmaya başladı. Neyse ki bu büyük bir sorun olmadı çünkü ekipmanları evin içine alabilme imkanımız vardı.

Et pişerken içecekleri sipariş etmeyi unuttuk. Hemen uygulamadan siparişimizi verdik ve içeceklerin gelmesini bekledik. İçecekler geldikten sonra hava daha da kötüleşmeye başladı, artık fırtına rüzgarları esiyordu.

 

Fırtına rüzgarının yüksek sesinden olacak ki gittikçe daha az duymaya başladım. En sonunda ise tamamen duyamıyordum. En son hatırladığım şey, et kokusuydu. Sonra bayılmışım. Uyandığımda dağ taraflarındaydık. Kendi kendime “Bu dağlar, gördüğüm en güzel şey” der demez hiçbir şey göremez oldum.

Artık tekrardan duyabiliyordum. Arkadaşlarım uyan, uyan diye sesleniyorlardı bana. Meğer ki bayılmışım. Gördüğüm şeylerin hepsi de rüyaymış. Daha arkadaşlar yeni gelmiş, ben içecekleri beklerken uyuyakalmışım. Hava bozulması yoktu, parıl parıl güneş hala tepede idi. Garip bir rüyaydı. Kendi kendime, “Bu bir şeyin işareti olabilir,” dedim. Ama ben henüz bu işaretin ne olduğunu kavramış değilim. Henüz değil.

(Visited 6 times, 1 visits today)