Mevlana’nın dediği gibi, “Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen ‘hiç’ ol.” Bu söz, kimseye muhtaç olmamayı ifade ediyor. Herkesin kendi ayakları üzerinde durabilmesi önemlidir. Hayatın zorluklarıyla karşılaştığımızda elbette destek alabiliriz ancak özgürlüğümüz ve bağımsızlığımızı korumak da gereklidir.
Bazı insanlar yaşadıkları zorluklar karşısında yıkılır, sevdiklerini kaybeder veya travmalar yaşar. Bu durumlarda yardım almak önemlidir ancak yine de kendi güçlerimizin farkında olmalıyız. Kimse bir başkasına tamamen bağımlı olmamalıdır. Mutluluğumuzu ve tatminimizi başkalarına bağlamak yerine kendi içimizde bulmalıyız. Her şeyin bizi mutlu etmesini beklemek gerçekçi değildir, bazı şeyler istediğimiz gibi olmayabilir ve bunu kabul etmek önemlidir. Bu, olgunluğun ve iç huzurun bir göstergesidir.
Montaigne’in de dediği gibi “Kendini olduğundan az göstermek tevazu değil budalalıktır.” Kimse kendini küçük düşürmemeli veya gerçek benliğinden uzaklaşmamalıdır. Ancak bazen insanlar çevrelerine uyum sağlamak veya başkalarının beklentilerini karşılamak için kendilerini farklı gösterebilirler. Bu, genellikle güçlü bir özgüven eksikliğinin veya dış etkenlerin bir sonucudur.
Sonuç olarak herkesin kendine özgü bir yolculuğu vardır ve bu yolculukta kendi değerini bilmeli ve başkalarının etkisi altında kalmamalıdır. Mevlana’nın vurguladığı gibi, kendi olmaktan çekinmemeli ve bağımsızlığımızı korumalıyız. Ancak Montaigne’in belirttiği gibi, bu bağlamda aşırı mütevazılık da zararlı olabilir. Dengeli bir şekilde, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeli ve başkalarıyla etkileşimde olurken kendi doğrularımızı korumalıyız.