Biz insanlara göre zaman bazen hızlı, bazen ise yavaş geçer. Mutlu olduğumuz, eğlendiğimiz anlarda nasıl geçtiğini anlamayız ama anı dolu dolu yaşarız; mutsuz olduğumuz, sıkıldığımız anlarda ise vakit geçmek bilmez ve zamanımızı boş bir şekilde harcamış oluruz. Aslında değişen hiçbir şey yoktur. Bir yıl hep 12 aydır, bir ay hep 30 gündür, bir gün hep 24 saattir, bir saat hep 60 dakikadır, bir dakika hep 60 saniyedir. İşte zaman budur. Anı yaşamak ve zamanımızı dolu dolu değerlendirmek en doğrusudur.
Bazı insanlar sadece hayal ederek yaşarlar. Hayal ederken anı yaşamayı unuturlar. Mesela bir araba gördünüz ve çok beğendiniz. Onu almak istediniz ama pahalı olduğu için paranız yetmedi ve o arabayı almak sizin için bir hayale dönüştü. Bu hayali gerçekleştirip o arabayı almak için yıllarca çalışıp para biriktirdiniz. Gece gündüz çalıştınız ve sonunda o arabayı almak için yeterli parayı biriktirdiniz. Hayalinizi gerçekleştirdiniz ama çalışırken anı yaşamayı unuttunuz. Bir araba için bu kadar çalışmak yerine arkadaşlarınızla tatile çıkabilirdiniz, yeni yerler keşfedebilirdiniz, yeni tatlar deneyebilirdiniz ve zamanınızı dolu dolu değerlendirebilir, anı yaşayabilirdiniz ama bunun yerine hiç durmadan çalışıp bir araba için para biriktirmeyi tercih ettiniz.
Hayal kurup geleceğe dair plan yapmak için yaşayan insanlar belirsizlikler üzerine yaşadıklarının farkına bile
varmazlar. Gelecekte ne olacağını kimse bilemez. Belki daha demin verdiğim örnekte biriktirdiğiniz para çalınacak, belki de araba alındıktan saatler sonra bir yere çarpacak. Belki yıllardır hayalini kurduğunuz başka bir şey gerçekleşemeyecek ve hayalleriniz suya düşecek. Bununla ilgili herhangi bir garanti veremeyiz.
Şu ana göre yaşayan insanlar ise çok mutlu olurlar çünkü gelecekle ilgili hiçbir kaygıları yoktur. Eğlenerek yaşarlar. Hayal edenlerin aksine gelecekle ilgili plan kurarken şimdiki hayatlarını etkileyecek, kötüleştirecek şeyler yapmazlar. Geçmişi geri getiremeyeceklerini bildikleri için pişman olarak vakitlerini harcamazlar. Geçmiş geçmişte kalmıştır prensibiyle yaşarlar. Dertleri olmaz, kafalarına hiçbir şey takmazlar, huzurlu, mutlu, eğlenceli, dopdolu birer hayatları vardır.
Sait Faik Abasıyanık’ın da dediği gibi; “Geriye bakmayın, gelecek için de hayal kurmayın. Size ne geçmişi geri verebilirler ne de gelecek hayallerinizi tatmin edebilirler. Göreviniz, ödülünüz, kaderiniz burada ve ‘şimdi’dir.”. Yani anlatmak istediğim şey hayatın çok kısa olduğu ve bizim planlar yaparak, hayaller kurarak gelecek için şu anımızdan çalmak yerine anı yaşayıp mutlu olmamız gerektiği. Hayata bir kere geliyoruz. Bu hayatı geçmişi ya da geleceği düşünmeden mutlu bir şekilde geçirmemiz gerektiğine inanıyorum.