Değişim, hayatımızdaki çoğu şeyin anahtarıdır aslında. Bu anahtar kimi zaman zorlu yollarla elde edilir, kimi zamansa çok ufak bir etki ile ortaya çıkabilir. Geçmişten bugüne dek insanlar kendi anahtarlarını bulmak için çabalamış, kendilerini veya yaşadıkları toplumu farklı yollarla değiştirmek istemiştir. Peki bizim bu anahtar dediğimiz değişim iyi bir film gibi basit bir etken sayesinde ortaya çıkabilir mi?
İnsanlar kendilerinde neyi değiştirmek isteyebilirler? Fiziksel özelliklerini, çevrelerini, yaşam standartlarını ve belki de düşünce tarzlarını. Ama bu ‘Düşünce tarzımı değiştirmek istiyorum.’ demekle olabilecek bir şey değil tabii ki. İnsanın farklı bir şeyden etkilenmesi, kafasında yeni düşüncelerin belirmesini sağlayan bir şeyle tanışması kendi düşünce tarzını değiştirmek için gerekli en basit yol bence. Buna sebep olan değişiklik ,yani anahtar, en başından beri insanın kendi içinde saklıdır ayrıca. Tek gereken şey dışarıdan gelen ufak bir etki ile bu anahtarın serbest bırakılmasıdır. Bu etki yeni tanıştığımız bir insan, okuduğumuz bir kitap veya izlediğimiz iyi bir film olabilir.
Peki nasıl? Aslında en basit şeyler bile bir insanın düşünce biçimini değiştirmeye yetebilir. Buna basit bir örnek vermek istiyorum: Hepimizin bildiği o minik tırtıllar hayatlarının bir aşamasında koza örer ve bunun sonrasında güzel mi güzel, rengarenk bir kelebek olarak tekrar hayata döner. O koza aslında çok küçük ve basit bir şey olmasına rağmen o tırtılın bütün hayatını değiştirecek bir güce sahiptir. İşte o film de bir insanın hayatında koza işlevi görebilir ve kişinin düşünce tarzı üzerinde etkiye sahip olabilir.
İzlenilen film bir insanın üzerinde nasıl etkisini gösterebilir? Kişi filmi izledikten sonra filmde geçen olayları, karakterleri veya bağlantılı başka herhangi bir şeyi kendi dünyasıyla içselleştirebilir ve filmdeki bazı şeyleri sorgulamaya, kendi düşünme tarzıyla analiz etmeye başlayabilir. İşte tam bu sırada kendisine farklı veya ilginç gelen bir şeye rastlarsa bunu zihnine katar ve düşünce tarzında bir değişme başlamış olur. İşte o kendine eklediği ‘şey’ ufak ve önemsiz gibi gözükse bile günlük hayatında yavaş yavaş karşısına çıkmaya başlar ve fark etmeden düşünce tarzını iyice etkilemeye başlar. Yani kişi küçük bir anahtar bile olsa bir anahtar bulmayı başarır.
Evet, iyi bir film bir insanın düşünce tarzını değiştirebilir ancak bunun için insanın kendi çabası da gereklidir. Bahsettiğim üzere insanın kendini, fikirlerini değiştirebilmesinin binlerce yolu mevcuttur. Bazı noktalarda ise insanın bu yolları kendisinin araması gerekebilir. Gerçekten önce kendini, sonrasında ise dünyasını değiştirmek isteyen insan için bunların hiçbiri engel değildir. Yani evet, basit bir film bile düşünce tarzımızı ve bizi değiştirebilir ancak bunun için bazı noktalarda bizim de bir şeyler yaratmamız gerekebilir. Aynen Tenzin Gyatso’nun da dediği gibi: ‘ Değişim istiyorsanız, sebeplerini yaratın.’