Anadolu’nun Saklı Melodileri

Sen güzellikleri sadece kendi bildiğin dünyada sanma, bizim dünyamız da eşsiz güzelliklerle dolup taşar. Burada, her köşede saklı bir hikaye, her çiçekte bir melodi var. İstersen yönümüzü kendi bildiğin dünyaya çevirmeye çalış, ama unutmaki buraya alışan ayaklarımız başka bir yere adım attığımızda incinir.Zira biz, bu toprakların sıcaklığında büyüdük, bu rüzgarın fısıldadığı sözlerle şekillendik. Yeni bir dünyada kaybolmak, bizi yalnızca rahatsız etmekle kalmaz, aynı zamanda köklerimizi sorgulamamıza neden olur. Sen kubbenin içinde ince bir mozaik ararken, biz kırk asırlık mabedin derinliklerinde zamanın izlerini keşfederiz. Her taş, her dikiş, geçmişin hikayelerini fısıldar; biz de bu seslerle ruhumuzu besleriz. Senin gözünde ince bir sanat eseri olan mozaik, bizim için tarihin kanıtı olur. Duvarda bir sülüs yazı görmek bizi derinden etkiler, hatta bir parça yeşil çini bile bize heyecan verir. Senin sahnede bale yaparken hissettiğin titremeyi biz toprakta zeybek oynarken hissederiz. Fırtınayı andıran orkestra sesleri senin ruhunda derin bir titreme uyandırırken, ıstırap çekenlerin acılı nefesleri bizim için en etkili melodiye dönüşür.Sen yabancı bir şehirde bir kadın heykelinin zarafetini derinlemesine incelersin, oysa biz bir köylünün dik duruşunu görünce  ruhumuzda coşkulu bir şarkı yükselir. Anadolu insanının yaşamı, henüz keşfedilmemiş güzelliklerle dolu bir cennet bahçesi gibi fakat bu eşsiz güzellikler, Avrupa’nın gürültüsünde kaybolan birinin bakış açısıyla asla keşfedemeyeceği sırlar olarak kalacaktır.

(Visited 2 times, 1 visits today)