Altın Kapının Ardındaki Işık Saçan İyilik

Her sabah okula gitmek için aynı yoldan geçiyordu ama bu sabah her şey farklıydı. Gözlerinin önünde birdenbire beliren parlak, altın rengi bir kapı, onu başka bir dünyaya davet ediyordu.Güneş, altın renkli parıl parıl parlayan kapının içinde ne olduğunu o kadar çok merak etti ki merakına yenilip kapıdan içeri girmeye karar verdi.İçten içe başına bir şey gelebileceğinden korkuyordu.Fakat tüm cesaretini toplayıp kapıyı yavaş yavaş aralayarak açmaya başladı.

Kapıyı açmaya devam ettikçe parıl parıl parlayan ışık şiddetini arttırmaya başlamıştı.Işık, Güneş’in gözlerini alıyordu.Bu sırada anlam veremediği bir şekilde kapının içinden gelen çok büyük bir çekim kuvveti onu kapının ardına doğru itti.En sonunda Güneş, kapının ardındaki gizemli everene ışınlanmıştı.Bir kaç dakika sonra kendine gelebildi.Çevresine göz attı ve gördüklerine inanamayarak hayretler içiden bakakaldı.Burası tamamen altın, mücevher, değerli taşi maden, elmas ve kristalden yapılan bir ülkeydi.Güneş bu güzel ülkeden gözlerini alamayarak şehrin içine doğru yürümeye başlamasıyla kapının önündeki muhafızlar tarafından durduruldu.Güneş neler olduğunu bile anlayamadan bir muhafız onu soru yağmuruna tutmuştu bile.

Muhafız:

-Sen de kimsin ve burada ne işin var?

Güneş çok korkmuştu, fakat muhafızın sorusunu korktuğunu belli etmeden cevapladı.

Güneş:

-Her zamanki gibi okuluma gitmek için yol alıyordum, bu sırada parıl parıl parlayan altından yapılma bir kapı gördüm.Hemen ardından merakıma yenik düşüp kapıdan içeri girdim.Ve şuan buradayım.

Muhafız anında aydınlandı ve kızın adını sordu.Güneş ismini söyledi.

Muhafız:

-Güneş, öncelikle ülkemize hoşgeldin.Bu ülkenin adı ”Altın Kalpler”.Senin buraya geleceğini önceden biliyorduk ve eminim sende şuan neden burada olduğunu çok merak ediyorsun.Kral ve kraliçemiz dört gözle seni bekliyor, şimdi seni onların yanına götüreceğim.Aklına takılan tüm soruları onlara sorabilirsin.

Güneş’in kafası çok karışmıştı ve aklında türlü türlü sorular vardı.Muhafız Güneş’i saraya götürdü.Güneş kendinden emin bir şekilde kral ve kraliçenin huzuruna çıktı ve onarı selamladı.

Kral:

-Merhaba, öncelikle ülkemize hoş geldin.Adını öğrenebilir miyim?

Güneş:

-Merhaba, benim adım Güneş.

Kraliçe gülümseyerek:

-Ne kadar güzel bir isim, tıpkı adın kadar parlak ve yardımsevermişsin Güneş.

Güneş karşısında aldığı bu iltifatla çok mutlu olmuş fakat kraliçenin kendisi hakkında bildikleri karşısında çok şaşırmıştı.

Kraliçe konuşmasına devam etti:

-Güneş’çiğim buraya gelmeni sağlayan altın kapıyı hiçbir insan göremez çünkü bu kapı çok özeldir.Sadece senin gibi yardımsever, iyi niyetli, insan ve hayvansever, iyi kalpli insanlar görebilir.Ülkemizdeki insanlar da tıpkı senin gibidir.Bu yüzden ülkemizin adı ”Altın Kalpler”dir.  Güneş bizim yardıma ihtiyacımız olduğu için senin buraya gelmeni sağladık.Bizlere ancak senin gibi temiz kalpli bir kişi yardım edebilirdi.Bizlerin dünyayı izleyebileceği sihirli bir küresi var.Buradan senin gibi yardımsever kişiler arasından belirli bir kişiyi seçiyoruz ve daha sonra sizlerin buraya gelebilmesi için altın kapımızı sizlerin yanına gönderiyoruz.Güneş, hayvanlara, bitkilere ve insanlara yaptığın iyilikleri görüyoruz ve kimseyi incitmemeye çalışıyorsun.Ayrıca olabildiğince herkese yardım ediyorsun.Bu bizleri gerçekten çok mutlu ediyor.Eğer kabul edersen  senden bir yardım istiyoruz.

Güneş o kadar mutlu olmuştu ki içi içine sığmıyordu.Kraliçenin isteğini sabırsız bir şekilde kabul etti.

Kraliçe:

-Güneş, benim biricik kızım hasta ve kızımın iyileşmesinin çözüm yolu sadece Dünya’da bulunan ”Kardelen çiçeği” sayesinde gerçekleşebilir.Maalesef ki bu çiçek ülkemizde bulunmuyor.Güneş biz sana gerçekten çok güvendiğimiz için bu görevi sana vermek istiyoruz.Bizim için o çiçeği Dünya’dan getirebilir misin?

Güneş, kraliçenin kızının hasta oluşuna çok üzülmüş ve kraliçeye seve seve bu iyiliği yapacağını söylemiş.Güneş, ülkeye girdiği altın kapıdan Dünya’ya ışınlanmış.Kardelen çiçeğini çiçek bahçesinden toplamış ve ardından onu iyice muhafaza edebilmesi için bir kutuya koymuşçAltın kapıdan Altın Kalpler ülkesine ışınlarak kraliçeye Kardelen çiçeğini teslim etmiş.Böylece kraliçenin kızı, Güneş sayesinde sağlığına kavuşabilmiş.Kral, kraliçe ve kızı Güneş’e büyük bir minnettarlık duymuşlar.Yapılan bu iyiliğin karşılığında kraliçe Güneş’i sandık dolusu değerli taşlar ve altınlarla ödüllendirmek istemesine rağmen; Güneş, yapılan hiç bir iyiliğin karşılığının olmamasını söyleyerek kraliçenin ödülünü almamış.

Kraliçe:

-Güneş, ülkemize gelerek bize yardım ettin ve bunun karşılığında da hiç bir şey istemedin.Tıpkı adın gibi bizleri ısıttın ve mutlu olmamızı sağladın.Buraya sımsıcacık bir güneş gibi doğarak bizleri umutlandırdın.Senin gibi insanlar var olduğu sürece hayat çok daha güzel bir yer olacak.Durma parlamaya ve ışığını saçmaya devam et!

Güneş, kraliyet ailesi ile vedalaştıktan sonra altın kapıdan Dünya’ya ışınlandı.Bu küçük maceradan o kadar çok ders çıkarmıştı ki kendini çok mutlu hissediyordu.Yardım etmenin ve iyiliğin önemini bir kez daha çok iyi bir şekilde anlamıştı.Bir kalbe daha dokunmanın güzel hissini bir kez daha yaşadı.

Unutmayın ki,

İyiler var olduğu sürece dünya hep güzel kalacak.

 

 

 

 

 

(Visited 7 times, 1 visits today)