“Her sabah okula gitmek için aynı yoldan geçiyordu ama bu sabah her şey farklıydı. Gözlerinin önünde birdenbire beliren parlak, altın rengi bir kapı, onu başka bir dünyaya davet ediyordu.” Çocuğun adı Jaketi, Jake liseye giden ve başarısız bir çocuktu ama lise sınavından da oldukça iyi almıştı ve hayallerini süsleyen liseye girmişti. Orta okul zamanlarında başarılıydı ancak ne olduysa o gün olmuştu. Gece sokakta yürürken kafasının tam ortasına bir yıldırım düşüvermişti beyninde o elektriği hissetmişti ,aslında doktorlar hayatta kalmasının bir mucize olduğunu söylemişlerdi, haberlere dahi çıkmıştı. Yıldırımın yan etkileri ise şunlardı: geçici hafıza kaybı, beyin hasarı ve ellerin elektrik yoluyla kıvılcım çıkarması. Jake’i o altın kapıdan girdiğinde kendini tüm serilerini heyecanla izlediği Yıldız Savaşları filminin evreninde buldu, yere düşüp şok kaynaklı ufak bir baygınlık geçirdi.
Ayıldığında kendisini sargılı bir biçimde bulmuştu çünkü düşmesi vücudunda yaraların oluşmasına sebep olmuştu. Yanında oturan, yaralarını saran ünlü Jedi (ışın kılıcı ve gücün kullanıcısı) Luke Skywalker’dı. Jake, Luke’a kendisine neler olduğunu sordu çünküpek bir şey hatırlamıyordu; Luke da onun Han Solo (pilot)’nun uzay gemisinde Ölüm Yıldızı’na(karanlık tarafın ana merkezi) gemi ile beraber çekilirken bir altın kapının açıldığını ve onun başka bir evrenden bu gemiye düştüğünü söyledi. Gemide karanlık lord Darth Vader’ı eğiten Jedi Obi Van Kenobi de vardı. Darth Vader da bir zamanlar Anakin Skywalker adında bir Jedi’dı ama karanlık lord Palpatin onu karanlık gücün etkisi altına aldığından gözü karanlıktan başka bir şeyi göremez hale gelmişti, bu nedenden dolayı Obi Van ile savaştığı sırada kollarını ve bacaklarını kaybetmişti, onu tam ölüm döşeğindeyken Karanlık Lord Palpatin kurtarmıştı ve kendisine robotik kol ve bacaklar takıp birde kostüm giydirmişti artık Anakin yoktu Darth Vader vardı.
Jake tüm filmleri izlediğinden olup biten her şeyi biliyordu. Ölüm Yıldızına ulaşmışlardı. Gemide yokmuş gibi davrandılar çünkü burda iki tane karanlık lord ve onların milyonlarca storm trooperları(askerleri) vardı. Gemiyi taramak için içeriye bir kaç adet stormtrooper girdi ve Jake, Jedilar ve Han Solo askerleri bayılttılar ve içeride çok göze batmamak için onların kılığına girdiler, gemiden tam çıkarlarken karşılarında Darth Vader vardı hepsi tir tir titriyorlardı. Darth Vader bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkına varmıştı ve Jake’i güç ile kendisine doğru çekerek onu esir aldı Luke, Obi ve Han’ın kaçmalarına izin verdi. Darth Vader Jake’te tam da karanlık tarafa uygun güçler olduğunu söyledi ve onu kendi eğitmeni Palpatin’e götürdü.Palpatin buruşuk yüzlü oldukça yaşlı görünen ve kapüşon takan bir karanlık Lord’du. Palpatin Jake’e karanlık tarafın doğasında olan güç yıldırımları gücünün onda bulunduğunu söyledi ardından Jake’in aklına kafasına yıldırım düşen gün gelmişti zaten son zamanlarda ellerinden kıvılcımlar çıkıyordu ama bunları anne ve babasından gizliyordu. Palpatin ona onu çok iyi bir Karanlık Lord yapabileceğini söyledi. Jake ilk başta bu fikri yadırgadı ama bu karanlık güce de kavuşmak isterdi ancak aklında bambaşka planlar vardı ve Palpatin’e “beni bir Karanlık Lord yap”dedi Jake. Yaklaşık bir yıl geçmişti bu olayın ardından ve şimdi Jake ellerinden güç yıldırımları atan, ışın kılıcını çok iyi kullanan bir Karanlık Lord haline geldi ve işte o gün Jedilar Obi Van ve Luke ölüm yıldızına girdi, karşılarında üç karanlık Lord duruyordu. Luke birinin Jake olduğunu görünce ufak bir şok atlattı. Ancak olay bildiği gibi değildi, beklenmedik bir olay gerçekleşti. Jake’in içindeki iyi ruh ortaya çıktı ve iki Jedi’ı yok etmek isteyen Darth Vader ve Palpatin’i yıldırımları ile yok etti. Aslında Jake karanlık güç eğitimini Palpatin’den karanlık ve kötü lordları yok edip Yıldız Savaşları evrenini kötülüklerden arındırmak için almıştı.
Üç kahraman Han Solo’nun gemisine binip ölüm yıldızının zayıf noktasını vurarak ölüm yıldızını yani karanlık gücün inini patlatmıştı. Ardından da kutlama yapmak üzere bir kafeye gittiler, Jake tam da içeceğini içerken altın kapı tekrar açıldı ve Jake’i içine aldı. Jake bir anda kendini yatağında buldu. Günlerden çarşamba olmuştu hala aynı yıldalardı, Jake buna inanamadı. Orada koskoca bir yıl geçirmişti. Jake’in anne ve babası onun odasından bir ses geldiğini duymuşlardı ve hemen onun odasına koştular, Jake’e sarıldılar. Anne ve babası Jake’e “iki gindür kayıpsın, her yerde seni aradık ama bulamadık, çok telaşlandık.” dediler. Ardından Jake yaşananları ailesine anlattı. Ailesi Jake’in yaşadıklarına ihtimal vermemişlerdi. Ardından ailesi yanındayken Jake Yıldız Savaşları serisinin son filmini açtı, filmde yer aldığını ve filmin sonunun değiştiğini gördü. Tüm aile sudan çıkmış balığa döndü.