Her sabah okula gitmek için aynı yoldan geçiyordu ama bu sabah her şey farklıydı. Gözlerinin önünde birdenbire parlak, altın rengi bir kapı belirdi. Bu kapı, onu başka bir dünyaya davet ediyor gibiydi. Önce şaşkınlıkla etrafına bakındı, sonra bu kapının nereden geldiğini ve arkasında ne olduğunu merak etti. Bunun cevabını öğrenmenin tek bir yolu vardı: kapıdan geçmek.
Derin bir nefes aldı, cesaretini topladı ve adımını attı. Bir anda kendini boşlukta buldu, ardından hızla bir kaydıraktan aşağı kaymaya başladı. Kaydırak bitip yere düştüğünde etrafındaki manzaraya hayranlıkla baktı. Burası bir lunaparkı andırıyordu ama ufukta yükselen görkemli bir şato, buranın sıradan bir yer olmadığını açıkça gösteriyordu.
Tam etrafı keşfetmeye çalışırken, kalabalık bir grup insan yanına geldi. Herkes aynı anda konuşuyor, ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu, ama o hiçbir şey anlamıyordu. Neyse ki şatoda görevli oldukları belli olan dört kişi kalabalığı yararak yanına geldi.
“Hoş geldiniz, sayın prenses!” dedi biri nazikçe. Diğeri, yanlarında getirdikleri faytona binmesi için elini uzattı. Ona neden böyle davrandıklarını anlamasa da, merakı ağır bastı ve faytona bindi. Yol boyunca dışarıyı izledi, bu tuhaf ama büyüleyici dünyayı anlamaya çalıştı. Dayanamayıp nereye gittiklerini sordu, ancak yanıt alamayınca biraz bozuldu ve sessizce beklemeye karar verdi.
Uzun bir yolculuğun ardından nihayet ufuktaki o görkemli şatonun önünde durdular. Askerler faytondan inmesine yardımcı oldu ve onu kraliçenin yanına götürdüler. Kraliçeyle yaptığı konuşmada, buraya gelişinin tesadüf olmadığını öğrendi. O, seçilmiş kişiydi ve buranın gelecekteki kraliçesi olacaktı.
Kraliçe, Eğlence Diyarı’nın kurallarını anlattı ve ondan neler beklediklerini açıkladı. Artık, kraliçeden eğitim alacak ve bu büyüleyici ülkeyi yönetmek için hazırlanacaktı. Bu haber karşısında sevinçten havalara uçtu. Hemen çalışmalara başladı; ülkeyi anlamak için araştırmalar yaptı, yeni fikirler geliştirdi ve kraliçeye sundu.
Kraliçe, onun azmini ve zekasını gördükçe memnun oldu ve “Seni en iyi şekilde yetiştireceğim.” diyerek ona söz verdi. Genç prenses, bu hayalini bile kurmadığı dünyada, gelecekteki görevine sıkı sıkıya hazırlandı.