Altın Bileklik

Pelin sabah uyanmış. Aklına Dilek ile buluşması olduğu aklına gelince hemen hazırlanıp yol almış. Alışveriş mağazasına gelince önce Dilek ile kahvaltı yapmış. Oradan gezinirken Pelin kuyumcuya uğramak istemiş. Dilek “Olur.” demiş girmişler. Pelin çok güzel altın bir bileklik beğenmiş. Dilek “Bence de çok güzel, almalısın.” demiş. Pelin “Bence de.” deyip almış, sonra bir kahveciye girmişler. Kahve alırken Dilek fark etmiş bilekliğin “Nerde?” diye sormuş, Pelin “Çantamda.” demiş. Sonra kitapçıya uğramışlar. Bu sefer Pelin de anlamamış bilekliğin nerde olduğunu, Dilek “Çantanda ya.” demiş. Pelin ise “Daha demin takmıştım.” demiş. Yolda endişeli bir şekille yürürken Dilek Pelin’e şöyle demiş ”Pelin, sessizce ve yavaşça yere bakar mısın? Ben mi yanlış görüyorum yoksa ayamın dibindeki senin altın bilekliğin mi?” Pelin yavaş ve sessizce bakar ve kendi kayıp bilekliğini hiç binmedikleri asansörde bulurlar.

(Visited 4 times, 1 visits today)