Altı İlkeyle Taçlanan Cumhuriyetimiz

            ALTI İLKEYLE TAÇLANAN CUMHURİYETİMİZ

29 Ekim 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti ilan ederek, Türk halkına ülke yönetiminde bir söz hakkı vermiş ve monarşiyi yıkmıştır. Cumhuriyet ile birlikte ülkemiz çağdaşlaşmaya ve gelişmeye başlamıştır. Bunların yanı sıra Türk halkına büyük bir umut kaynağı olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti, tarihte rastlanan diğer devrim hareketlerinden farklı ve önemli özellikler taşıdığı için Batı Dünyası’nda Türkiye’ye karşı büyük bir ilgi ve hayranlık uyandırmaktadır çünkü Türk devrimi İngiliz, Fransız ve Rus devrimlerinden başkadır. Diğer devrimlerin hiç biri Türk devrimi kadar etkili ve uzun ömürlü olamamıştır.

Cumhuriyetimizin 100. yılında hâlâ dünyadaki çoğu ülkeye örnek olmaya devam etmekteyiz. Spor, bilim, sanat dallarında bir sürü başarı elde etti ülkemiz cumhuriyet ile gelen ayrıcalıkları sayesinde.

Ülkemizi bugün ki haline getirmeye yardımcı olan cumhuriyetimizin altında altı ilke yatmaktadır. ‘Atatürk’ün Altı İlkesi’ adı altında geçen bu ilkeler şunlardır:

1- Cumhuriyetçilik: Atatürk, Türkiye’nin bir cumhuriyet olarak yönetilmesini savunmuştur. Bu ilke, monarşi veya başka bir yönetim biçimine karşıdır ve halkın egemenliği ve katılımcı demokrasiyi teşvik eder. Cumhuriyet yönetimi demek devletin demokrasi sistemiyle yönetilmesi demektir. Atatürk’ün tanımlamasına göre cumhuriyet yönetimi Türk milletinin karakterine ve geleneklerine en uygun yönetim biçimidir. 

2- Milliyetçilik: Atatürk, Türk ulusunun birlik ve bütünlüğünü korumayı amaçlayan milliyetçilik ilkesini benimsemiştir. Bu ilke, Türk milletinin tarihine ve değerlerine bağlılığı vurgular. Bu ilke Türk milletinin çeşitli sınıflara ayrılarak değil, kaynaşmış bir kitle olarak gelişmesini hedefler.

3- Halkçılık: Atatürk, halkın egemenliğini ve refahını ön planda tutan halkçılık ilkesini benimsemiştir. Hükümetin halkın ihtiyaçlarına yanıt vermesi ve toplumsal adaletin sağlanması amacını taşır. Türk toplumunun hukuk ilkelerine dayalı olarak kendi geleceğine sahip olmasını hedefler.

4- Laiklik: Atatürk’ün çok önemsediği bu ilke ‘Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını gerektirir’. Bir başka tanımla toplum kurallarının dine göre değil, bilime ve akla göre belirlenmesini önerir. Uluslararası değerlendirmelere göre laiklik ilkesi Türk devriminin en özgün ve önemli ilkesi olarak kabul edilmektedir.

5- Devletçilik: Bu ilke toplumun ekonomik sisteminin öncelikle  devlet tarafından düzenlenmesini ve geliştirilmesini hedefler ancak özel sektör de ekonomik sistem içinde yer alır. Ekonominin karma bir sistemle yönetilmesini ve geliştirilmesini hedefler. Devlet kesin zorunluluk olmadıkça piyasalara karışmaz ancak özel sektör de başıboş değildir.  

6- Devrimcilik(İnkılapçılık): Atatürk, toplumsal ve kültürel dönüşümü hızlandırmayı amaçlayan devrimcilik ilkesini benimsemiştir. Bu ilke, eğitim, hukuk, giyim ve dil gibi alanlarda köklü değişikliklerin yapılmasını içerir. Devrimlerin amacı Türkiye Cumhuriyeti halkının çağdaş ve uygar değerlere sahip çıkmasını sağlamaktır. 

Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde toplumca üzerimize düşen görev, cumhuriyetimizin temel ilkelerini korumak ve çağdaş gelişmelere uygun olarak geliştirmektir.

Günümüz koşullarında öncelikli görev yüz yıllık temel değerlerimizi korumayı gerektiriyor. Cumhuriyetimizin temelindeki 6 ilke birbirinden kopmaz bir şekilde bir bütünlük içindedir oysa son yıllarda bazı ilkeler etkisizleştirilmeye çalışılmıştır. Onun için temel değerlerin korunması önceliklidir.

Diğer yandan cumhuriyetimizin temel değerlerinin çağdaş demokrasi değerleri ile taçlandırılması; laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerinin geliştirilmesi çok önemlidir.

Bu konuda Atatürk’ün izinden gelen Türk gençliğine önemli görevler düşmektedir. Bu görevlerin neler olduğu Atatürk’ün ‘Ey Türk Gençliği’ diye başlayan söylevinde açıkça gösterilmektedir.

 

(Visited 9 times, 1 visits today)