Merhaba arkadaşlar. Bu yazımda sizlere unutamadığım bir anımı -Almanya tatilimi- anlatacağım.
Almanya’ya gitmeden önce hazırlıklarımızı tamamlayıp yatağımıza yattık. Saat 02.30’ta uyanıp evden çıktık. Bizi havaalanına bırakacak arabayı bekledik. Araba geldiğinde havaalanına doğru yola çıktık. Havaalanına geldiğimizde dış hatlara doğru yürüdük. Biletleri alıp çanta kontrolünden geçtik. Daha sonra pasaport kontrolünden geçtik. Biraz daha zamanımız vardı bu yüzden biraz sandviç atıştırdık. Zamanımız azalmıştı artık hemen durağımızın oraya gittik. En sonunda uçağa yerleştik. Uçağımız bir Almanya uçağıydı. Adı Lufthansa’ydı. Uçak Almanya’ya varmıştı. Bavullarımızı alıp metro ile Münih’e gittik. Otele yerleşikten sonra otelden çıkıp metroya bindik ve Marienplatz‘a gittik. Orası çok güzel bir yerdi. İnsanlar her yere bisikletle gidiyorlardı. Bir kiliseye girdik. Dua edip mum yaktık. Daha sonra kiliseden çıkıp dolaştık. Yorulduk, saat artık geç olmuştu, biz de otele döndük. Yemek yedikten sonra otelde oyunlar oynadık sonra odaya gittik ve yatağa yattık. Ertesi gün erkenden kahvaltıya indik. Çok güzel yemekler vardı. Annemin ve kardeşimin sevdiği üzümlü çörek güzel bir tatlı idi. Kahvaltımızı ettik ve dışarı çıktık. Yine Marienplatz’a gittik. Daha sonra Alman Müzesi’ne gittik. Almanya’nın sanayi tarihini anlatıyordu. Gemiler, arabalar bir sürü şey gördük. Babam bizi English Garden adlı bir yere götürdü. Her taraf ağaçtı. Orada bir nehir vardı. Suya ayaklarımızı sokup dinlendik. Nehrin ilerisine doğru yürüdük. Nehrin bir kısmı acayip dalgalıydı. Orada sörf yapanları izledik. Yorulmuştuk. Oturup bir şeyler içmiştik. Daha sonra otele dönüp dinlendik. Akşam Papasitos adlı bir Meksika Restoranında yedik yemeğimizi, çok lezzetliydi. Daha sonra otele döndük ve orada zaman geçirdik. Ertesi gün kahvaltımızı yapıp yola koyulduk. Olimpiyat Stadı’nı gezdik. Daha sonra BMW Müzesi’ni gezdik. Sonra otele döndük. Yemek yiyip odada vakit geçirdik. Dördüncü gün kahvaltı edip otelden ayrıldık. Günzburg adlı eyalete gidecektik. Bu yüzden bir araba kiraladık. Yolda annemler bizi Alp Dağları’na götürdü. Yukarıya telesiyej ile çıktık. Aşağıya inerken Alpine Coaster’a bindik. Sonra Günzburg’a doğru gittik. En sonunda varmıştık. Otele yerleşip biraz vakit geçirdik. Daha sonra dışarıda bir restoranda yemek yedik. Sonra otele döndük. Biran önce uyumak istiyordum çünkü Legoland’e gidecektik. Ertesi gün hemen kalkıp giyindik. Arabayla Legoland’e gittik. Harika bir yerdi, çok büyüktü. Oradaki en sevdiğim yerleri anlatacağım size. En sevdiğim yerlerden biri şöyleydi: İlk önce büyük bir kütüğün içine oturduk. Kütük ilerliyordu birkaç yerden geçti hızlı değildi. Daha sonra yukarı çıktık ve geri geri aşağıya doğru hızlıca kaydık. Sonra kütük en tepeye çıktı orada düz ilerliyorduk, çok heyecanlıydım. İleriye doğru ilerledik. İlerisi aşağıya doğru çok yüksekten kayıyordu. Artık uca gelmiştik ve aşağıya doğru çok hızlı kaydık. Acayip sevmiştim. Ama çok ıslanmıştık. En sevdiklerimden biri buydu. İkincisi ise; bir yere oturuyorsun, yanda kanatlar vardı. Onları ileri geri hareket ettirebiliyorsun. Bir anda kalkmaya başladık. Baya yükselmiştik. Havada uçuyorduk, çok zevkliydi. En sevdiklerim bunlardı. Ertesi gün tekrar Legoland’e gelmiştik. Yine çok zevkliydi. Sonra Legoland’ten ayrıldık. O gün erkenden bavullarımızı toplamıştık ve arabaya koymuştuk. Legoland’ten çıkıp Günzburg’tan ayrıldık ve havalimanının karşısında bir otel vardı. Orada vakit geçirdik. Ertesi gün erkenden arabayı bırakıp havalimanına gittik. Almanya’dan dönmek istemiyordum. Uçağa bindik ve Türkiye’ye geri döndük. Tatilim harikaydı. Umarım herkesin tatili güzel geçmiştir. Bu yazım bu kadardı. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere…