Alıcının Harekete Geçmesini İsteyen Yazı

Yıllarca birçok uyarı duydun ve verilen emirleri dinledin ama hiç sorguladın mı? Sordun mu neden diye? Merak ettin mi bu yaptırımların nedenlerini? Sorgula, soruştur ve asla kimseye inanma. Unutma bu gelecek senin elinde, daha iyi bir gelecek için umursa ve oku. Unutma, bu gelecek senin elinde…

Ne kadar okuyorsun? Neler okuyorsun? Okuduklarını öylesine mi okuyorsun yoksa gerçekten okuyor musun? Oku, gerçekten oku. Okuduktan sonra üzerine düşün ve kafanda analizlerini kendin yap. Ne anlıyorsan onu çıkar ancak bununla yetinme, aç ol; özellikle bilgiye olan açlığını asla dizginleme. Önündeki her bilgiyi içeriye alacak kadar aç olmamalısın ancak düşünürsen ve sentezlersen bilgi, bilgi şeklini alabilir; bunu asla unutma. Bu geleceğin senin ellerinde olduğunu asla unutma…

Düşün, tasarla ve yarat! Hayal edebildiğin her şeyi gerçeğe de çevirebilirsin. Sakın endişelenme, hayal kurabildiğin sürece nefes alırsın ancak, yalnızca nefes alarak yaşamamak için üretmeli ve paylaşmalısın. Paylaş, özgün fikirlerini özgürce paylaş. Birçok elmas değerinde fikir, sahibiyle beraber ölüyor; bu cinayete alet olma. Unutma, bu gelecek senin elinde.

Yaşa ve yaşat! Elindeki her şeyi paylaş, alt tarafı materyal… Her daim daha iyisine sahip olabilirsin lakin buna hiç sahip olamayacaklar varsa paylaşmaktan korkma. Yardımcı ol, asla bir dakika bile düşünme ve ihtiyacı olan herkese hatta her şeye yardımcı ol. Gözlerin ve kulakların her daim açık olsun, çevrene şöyle bir göz at. Ne kadar sessiz çığlık var değil mi? Herkes yardım isteyemiyor, bu çığlıklar onların çığlıkları, bu deniz onların göz yaşları. Onlara elini uzat, yaşattığın her hayat; yeşertilen her çiçek, mutlu mutlu kuyruk sallayan her hayvan bu distopya dünyasına bir hakarettir! O yüzden çabala, sisteme ayak uydurma ve korkanları gör. Onların yanından geçip gitme, gözlerini yumma. Duyuyorsun biliyorum, ölen herkesi tanıyorsun biliyorum, canı yanan her hayvandan haberdarsın biliyorum… Bak dışarıya öksüz kalan bir küçük daha! Sen de görüyorsun onu biliyorum. Bilmiyormuş gibi yapma… Unutma, bu gelecek senin elinde.

Korkma! Sakın yalnız kalmaktan ve üşümekten korkma. Yapayalnız üşüyen kimseler düşündüğünden daha fazla. Ayağa kalk ve herkes için gülümse. Galileo da yapayalnızdı ama baksana, haklıydı. Bu uğurda ölebilecek kadar haklıydı. O halde sen de her ruh için, yorulmuş herkes için koş ve asla arkana bakma. Arkana bakarsan geri dönebilirsin, geri dönebileceğin bir yer istiyorsan orayı yakmalısın. Kaçma! Doğru olanın ne olduğunu biliyorsun, bundan kaçma. “Peki ya bu kadar güçlü değilsem? Beni devirirlerse ne yapacağım? Kim beni koruyacak, arkamda kimse yok ki…” diye fısıldayan o sesleri yok et, onlar sana yardımcı olamazlar. Elbette her gün güneş doğmayacak, bazı günler öyle karanlık ve yalnız olacak ki her şey bitti sanacaksın hatta… Ancak kendin için, bir gelecek için konuş! Kimsenin seni susturmasına veya bastırmasına izin verme. Özgürce neler düşündüğünü söyle, bağır! Daha yüksek sesle söyle! Bu gelecek senin ellerinde, unutma.

Çocukluğunu hatırla. Nasıldı? Özlüyor musun onu? Geleceğimizin özleyeceği bir geçmiş olmayacak. Onu korumak istiyorsan öğren, takip et ve yorum yap. Geçmişinden hiç mi bir şey öğrenmedin? Çabala, tarihe saygı duy ve onu asla gömmeye çalışma; o, geri çıkmasını bilir çünkü. Nasıl bir gelecek bırakmak istiyorsun? Bunu düşün ve daha çok çabala, emek ver geleceğe. Unutma, bu gelecek senin ellerinde…

 

Hayatını öylesine yaşayıp gitme, aldığın her nefeste hayatın anlamını sorgula. Bulamıyor musun? Bulana kadar soru sor o halde. Çekinme soru sormaktan, soru sormak seni aptallaştırmaz. Bilakis öğrenirsin ve öğretirsin. Gelecek senin ellerinde, onu daha iyi kurabilmen için öğrenmen gerekiyor. Sen kimsin? Gelecek kimin ellerinde? Senin mi yoksa sen yalnızca fidanların solmasına seyircilik mi yapıyorsun? Bu gelecek senin ellerinde, bunu asla ama asla unutma.

(Visited 230 times, 1 visits today)