Merhaba ,ben şimdi sizlere akvaryum gezimi anlatacağım.Daha altı yaşındayken annem ve babamla İstanbul’a gittik.Bu benim İstanbul’a ilk gidişimdi.Ordayken ne yapalım ne edelim derken aklımıza akvaryuma gitmek geldi.İşte o zaman bu anıyı biriktirdim.
Oraya girdiğimizde karşımıza ilk olarak akvaryumun içinde olan balıklarla ilgili bir mağaza çıktı ve hemen orda resmimizi çektiler.İçeri girdiğimde bir tünel ve yürüyen bantın üstünde balıkları görerek yürümeye başladık.Üstümden balıklar geçiyordu.
Çeşit çeşit balıklar sanki yanımızdan geçiyordu.Köpekbalığı bile vardı ,çok büyüktü ama ben hiç korkmadım.Biraz ilerledikten sonra karşımıza bir gemi çıktı.Geminin içinde düğme , dümen , balık kovası ve daha birçok şey bu geminin içinde yer alıyordu.Her haliyle gerçek gibiydi , kendimi bir geminin kaptanı gibi hissettim.Orda gördüğüm bir düğmeye bastım ve olanlara çok şaşırdım sanki acil birşey varmış gibi ‘nino, mino ,nino ‘alarmı örttü.Babamdan öğrendiğim kadarıyla gemiler karşılarına başka bir gemi çıktığında ve acil durumlarda bu düğmeye basarlarmış.Orda biraz daha gezdik ve kendimizi başladığımız yerde bulduk.Ordan ben bana anı kalmasını istediğim için kupa, köpekbalığı ve bir tanede penguen peluşu aldım.Aman beni yanlış anlamayın orda penguen yok ama ben peluşları çok sevdiğim için onuda almıştım.İşte bu anım da burada bitti , eğer İstanbul’da bir akvaryuma gidecek olursanız sakın çekinmeyin gerçekten büyüleyici ve çok güzel.