Aksi Kanıtlanana Kadar Olağanüstü
2007 yılında “Above Top Secret” adındaki, genellikle UFO’lar (Unidentified flying object yani tanımlanamayan uçan cisim) hakkında tartışan komplo teorisi forumuna siyah beyaz bir video paylaşıldı. Videoyu paylaşan kullanıcı, Meksika sahillerinde, disk şeklinde bir UFO’nun fizik kanunlarına uymaksızın bir jet uçağını geçtiğini iddia etti. Bu videoya Amerikan uçak gemisinde askeri görevini yaparken ulaştığını ve gizlice videoyu çaldığını söyledi. Forum üyeleri arasında çıkan tartışmanın sonucunda videonun anlamsız, siyah beyaz bir noktadan ibaret olduğuna karar verdiler.
Aradan 10 sene sonra bu unutulmuş video, bir The New York Times makalesinde tekrar ortaya çıktı. Bu videonun gizli bir hükümet programına bağlı olduğu ortaya çıktı ve kayda değer görgü tanıkları tarafından doğrulandı. Başta basit bir aldatmaca kabul edilen bu video, gerçek çıktı. Benzer ama tamamen farklı bir olayın bir videosu da makalenin başında yer aldı.
Bir ipucu umudunda, şüpheciler olayı üstlenip videonun her bir pikselini ve resmini tek tek inceledi. Videoların gerçekliği ve kayda değerliği hakkındaki tüm soru işaretleri Birleşmiş Devletler Savunma Bakanlığı’nın 2020 yılında yayınladığı resmi açıklama ile yok oldu. Bu açıklamada videoların gerçek olduğunu ve videoda bahsi geçen olayların bir tür “tanımlanamayan hava olayı” olduğunu doğruladı.
USS Nimitz Karşılaşmaları
2004 yılında Meksika’nın sahillerinde gerçekleşen, onlarca deniz subayı tarafından tekrar anlatılan bu olay, şöyle gerçekleşti. Kasım, 2004, San Diego’nun yaklaşık 100 kilometre ötesinde, USS Nimitz uçak gemisi liderliğinde giden deniz saldırı takımı dağıtım öncesi egzersizleri yapıyordu. 10 Kasım’dan itibaren, USS Princeton füze gemisinin radar teknisyenleri radarlarında tuhaf bir şeye rastladılar. 5 ve 10’lu gruplar halinde duran, bir şeye benzemeyen noktalar radar üzerinde belirmeye başlamıştı. Bir arıza olduğu düşünüldü ve son teknoloji SPY-1 radar sistemi bu karşılaşmadan sonra kapatılıp, yeniden kalibre edildi. Sistem tekrar açıldığında bu noktaların tahminleri aksine daha belirgin olduğunu gördüler. Mürettebattaki radar uzmanlar, bu objelerin fizik kanunlarını hiç sayan hareketler yaptığını görünce, yaşadıkları olaya bir anlam veremediler. Kuş olmak için çok yüksek, uçak olmak için çok yavaş uçuyorlardı. Uzaydan deniz seviyesine ani inişler yapıyorlardı. Dürbünlerine baktıklarında uzakta seri hareket eden küçük noktalar gördüler. Bir hafta sonra tek koltuklu savaş uçağıyla rutin uçuş yapan Yarbay Douglas Kurth, güneyden gelen tanımsız sinyalleri araştırması emrini aldı. Verilen kordinatlara vardığında, suda bir anomali olduğunu gördü ve üsse bildirdi. Aradan geçen bir kaç saat ardından bir uçak filosu daha yarbaya katıldı. Olayı daha yakından görmek isteyen filo, denize doğru alçaldı. Suyun üzerinde seri hareketler yapan, kapsül şeklinde, beyaz bir uçakla karşılaştılar. Uçak veya helikopterlerin içerdiği herhangi bir özelliği taşımayan bu kapsülün uçmasının mümkün olmadığına değindiler. Filo uzun yaklaşma çabaları sonunda, kapsül, ses hızını aşan bir hızla saniyeler içinde ortadan kayboldu.
Bütün bu veriler kulağa absürd gelse de, bu olayları benzer şekilde anlatanların yüksek rütbeli, deneyimli askerler olduğu ele alınınca şüphe uyandırmıyor değil. Elimizde olan videoların kalitesizliği, radar ve ses kayıtlarının olmaması, sadece duyduklarımızdan yola çıkmamıza sebep oluyor. Elimizdeki tek kanıt, piksellerden marum bir video. Şahitlere göre, bütün bu kanıtlar 14 Kasım akşamı, helikopterle gelen iki adam tarafından alınıp silinmiş. O tarihte gemide görev alan çalışanlar, böyle bir ziyaretin gerçekleştiğini, ve daha önce buna benzer bir olayın olmadığını savundular.
Bu hikayeden ne çıkardığımı bilmiyorum. İzlediğim onca röportajın ve belgeselin sonunda anlatılanların doğru olduğu izlenimiyle ayrıldım. Ne yazık ki verilen videoların kalitesizliği ve kanıt eksikliği bu düşünceyi güçlendirmek için hiçbir şey yapmıyor.